 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E:1994/12-830
K:1995/102
T:22.02.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
YARGITAY KARARI
Taraflar arasındaki "itirazın kaldırılması-tahliye" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 6.İcra Hakimliğince davanın kabulüne dair verilen 3.2.1994 gün ve 1993/834-1994/83 sayılı kararın incelenmesi davalı idare vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 22.3.1994 gün v« 1994/3166-3660 sayılı ilamıyla (...Mukavelesin özel şartlar bölümünün 4.maddesinde kiranın mal sahibine veya ahsu kabza yetkili vekiline muhasebe usulüne uyularak ödeneceği taraflarca kabul edilmiştir. 51 örnek ödeme emri borçluya 16.11.1993 tarihinde tebliğ olunmuş borç, 6.12.1993 gününde tahakkuk: müzekkeresi verile emri düzenlenip 7.1.1994 tarihinde icra dosyasına intikal etmiştir. Kira sözleşmesin in 4.maddesinde kararlaştırılan ödeme usulünün hangi şekilde ihlal edilip temerrüdün gerçekleştiği açıklanmadan mecurun tahliyesine karar verilmesi isabete izdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda diren ilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı idare verili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildi anlaşıldıktan ve direnme kararının verildiği tarih itibariyle H.U.M.K.nun 2494 sayılı Yasa ile değişik 438/11. fıkrası hükmü gereğince duruşma isteğinin reddine karar verilip dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, kesinleşen mahkeme kira tesbit kararına göre, kira farkı ile masraflar için girişilen icra takibinde tahliye talepli ödeme emrine, tahliye isteği yönünden yapılan itirazdır. Gerçekten İcra takibi nedeniyle borçlu vekili anına çıkarılan 7/30 günlük 51 örnek numaralı ödeme emri, vekile 16.11.1993 tarihinde tebliğ edilmiştir, oysa bu ödeme emrinin borçlu vekiline değil, borçluya tebliğ edilmesi zorunludur. Bu itibarla; şekli hukukun ağırlıklı bulunduğu icra takip işlerinde bu huşunun gözetilmemesi düşünülemez.
Somut olayda da; tebliğde bu usule uyulmamış olmakla, borçlu vekiline yapılan tebligat "bir hüküm ifade etmez. Borçluya bir tebligat bulunmadığından borçlu vekiline yapılan tebligatla temerrüt olgusunun gerçekleştiğinin kabulü de mümkün değildir.
Hal böyle olunca; açıklanan gerekçelerle temerrüt nedeniyle tahliye isteminin reddine karar verilmek gerekirken, aksi görüşle önceki kararda direnilmesi doğru değildir.
O halde, usul ve Yasaya uygun bulunmayan direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, 22.2.1995 gününde oybirliği ile karar verildi.