 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E. 1994/11-689
K. 1995/274
T. 5.4.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
HATIR TAŞIMASI
TAZMİNAT DAVASI
KARAR ÖZETİ Karayolları Trafik Kanunun 871 maddesinde; yaralanan ve ölen kişi, hatır için karşılıksız taşınmakta' ise, işletenin sorumluluğu genel hükümlere tabidir" hükmüne yer verilmiştir.
Zorunlu trafik sigortasının teminat 'kapsamı, sadece 85/1. madde ile sınırlıdır. Bu maddedeki hukuki sorumluluğu üzerine alan sigortacı, bu madde kapsamı dışında kalan hatır taşımacılığından doğan zararlardan sorumlu tutulamaz. Zira, onu tehlike sorumluluğu hükümleri kapsamına almamıştır. Bu gibi hallerde işletenin sorumluluğu, genel hükümler çerçevesinde değerlendirilir.
(2918 s. Trafik K. m. 85, 87,91,92, 97)
Taraflar arasındaki "tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (İstanbul AsIiye 5. Ticaret Mahkemesi) 'nce davanın kabulü-ne dair verilen 29.1.1992 gün ve 1989/718-1992/17 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 24.5.1993 gün ve 1992/3522-1 993/3873 sayılı ilamı ile; (... Davacılar vekili, 13.11.1988 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu davalıya sigortalı otomobilde bulunan ve müvekkillerinin murisi olan Hüseyin'in 23.11.1988 tarihinde vefat ettiğini, davalının zorunlu trafik sigortası gereğince 2500.000 lira ile sorumlu olduğunu ileri sürerek, bu meblağın 5.4.1989 tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili; davacıların murisinin içinde bulunduğu aracın müvekkiline mecburi mali mesuliyet sigortası ile sigortalı bulunduğunu, ancak poliçe genel şartları 3/9. maddesi ve KTK.nun 92/c maddesi gereğince hatır için taşımalarda meydana gelen zararların teminat kapsamı dışında kaldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; iddia, savunma, dosyadaki yazılı kanıtlar ve bilirkişi raporuna nazaran, zorunlu trafik sigortası motorlu aracın işletilmesine bağlı tehlike sorumluluğunu kapsadığı,. hatır taşımasında da aracın işletilmesine bağlı bir zarar söz konusu ise zararın poliçe güvencesinden karşılanması gerektiği, çünkü tehlike sorumluluğunun aracın işletilmesine bağlı olduğu, KTK.nun 92. maddesinde zorunlu mali sorumluluk sigortası dışında kalan durumlar tek tek sıralandığı halde, burada hatır taşımasına yer verilmediği çünkü, hatır taşımasının tehlike sorumluluğuna bağlı olarak zorunlu trafik sigortası kapsamında bulunduğu, bu nedenle de poliçe genel şartlarının 3. maddesinin 9. fıkrasında yer alan ve hatır taşımasını poliçe kapsamı dışında tutan kuralın sistem olarak KTK.nun içeriğine ters düştüğünden geçersiz olduğu, bu duruma göre KTK.nun 85/1 ve 91. maddeleri gereğince davacıların uğramış oldukları zararın zorunlu trafik sigorta poliçesi kapsamında kaldığı gerekçesiyle 2.500.000 liranın 5.4.1989 tarihinden itibaren % 30 faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davacılar murisleri Hüseyin'in sigortalı Hüseyin'e ait mecburi mali mesuliyet sigortası ile sigortalı olan özel vasıta ile seyahat ederken, 13.11.1988 günü meydana gelen kazada hayatını kaybetmiştir. Davacılar murislerinin ölümü nedeniyle seyahat etmekte olduğu sigortalı aracın sigortasına mecburi mali mesuliyet sigortasında şahıs başına olan 2.500.000 lira tazminatın ödenmesi için dava açmışlardır.
Davacıların murisinin sigortalı araçta hatır için karşılıksız taşınan bir kişi olduğu davalı sigortaca ileri sürülmüş, davacılar da bu savunmaya karşı çıkmamışlardır. Kısacası, müteveffanın sigortalı araçta hatır için karşılıksız taşınan bir yolcu olduğu konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık yoktur.
Karayolları trafik mecburi mesuliyet sigortası genel şartlarında teminat dışında kalan halleri belirleyen 3. maddenin (g) bendinde, hatır için karşılıksız taşınan kimselerin yaralanmaları veya ölmeleri nedeniyle araç malikine ve işletenine karşı ileri sürecekleri taleplerin karşılanmayacağı açıklanmıştır.
Karayolları Trafik Kanununun 87. maddesinde, yaralanan veya ölen kişinin hatır için karşılıksız taşınmakta ise sigortalının sorumluluğunun genel hükümlere tabi olduğu belirtilmiştir. Kanunun bu açık hükmü karşısında, hatır için taşınan kişilere karşı işletenin sorumluluğunun trafik Kanununun 85. maddesinde düzenlenen özel sorumluluk (tehlike sorumluluğu) şeklinde olmayacağının kabulü gerekir. Keza, aynı Kanunun 91. maddesinde, işletenin 85. maddesinin 1. fıkrasında belirlenen sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmalarını zorunlu kıldığına göre, mecburi mali mesuliyet sigortasının konusunun Trafik Kanununun 85. maddesinde düzenlenen sorumluluk olduğu konusunda kuşku duymamak gerekir. Kanunun 87. maddesi, mali mesuliyet sigortasının temin ettiği sorumluluğun istisnasını göstermiş olması karşısında, aynı Kanunun 92. maddesinde ayrıca ve açıkça belirtilmemiş olması karşısında, hatır taşımalarının zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamında kaldığı sonucuna varılamaz.
Değinilen nedenlerle davanın reddi gerekirken, kabulü yolunda karar verilmesi yasaya aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece, önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden: Davalı vekili.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Somut olayda, ne davanın tarafları ne de mahkeme ile Özel Dairesi arasında rizikonun hatır taşımacılığı sırasında oluştuğu konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, hatır taşıması sırasında oluşan zarardan zorunlu trafik sigortacısının sorumlu olup, olamayacağı noktasında toplanmaktadır.
Sorunun çözümü için önce yasal düzenleme, sonra da sözleşme ilişkisinin irdelenmesi gereklidir. Konunun düzenlendiği 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun (KTK) 85. maddesinde, işletenin sorumluluğu dört fıkra halinde düzelenmiş, anılan Yasanın aynı kısmının birinci bölümünde yer alan 87. maddesinde ise, "yaralanan ve ölen kişi, hatır için karşılıksız taşınmakta ise... işletenin sorumluluğu... genel hükümlere tabidir", hükmüne yer verilmiştir. Görüldüğü gibi yasakoyucu, hatır taşımacılığının özelliğini dikkate alarak zarara neden olan aracın malikini veya işletenin hukuki sorumluluk bakımından katı hükümleri içeren tehlike sorumluğunun dışına çıkarmak ve onu genel hükümlerdeki sorumluluğa tabi tutmak istemiştir.
Aynı Yasanın aynı kısmının ikinci bölümünde yer alan ve mali sorumluluk sigortası yaptırma zorunluluğunu düzenleyen 91. maddenin ilk fıkrasında ise, işletenlerin, aynı Yasanın 85. maddesinin sadece 1. fıkrasında yer alan sorumlulukların karşılanması amacıyla 'bu tür sigortanın yaptırılması zorunlu tutulmuştur. Madde metninden açıkça anlaşıldığı gibi, zorunlu trafik sigortasının teminat kapsamı, sadece 85/1 ile sınırlıdır. Aynı maddede yer alan işletenin diğer tehlike sorumluluk halleri dahi bu sigorta türü kapsamı dışında bırakıldığına göre, 85. madde kapsamı dışına çıkarılan 87. maddedeki hatır taşımacılığı hali kendiliğinden sigorta kapsamı dışında kalmaktadır.
Bu şekilde hatır taşımacılığı işletenin sorumluluğu dışına çıkarıldığına göre, aslında işletenin tehlike sorumluluğuna dahil olması gereken yani 85. madde kapsamında olması gerektiği halde sigortacının sorumluluğu dışına çıkarılan halleri düzenleyen aynı Yasanın 92. maddesinde hatır taşımacılığının sayılmamış olması hali, aksine bir yorum nedeni, yani hatır taşıması halinin sigortacının sorumluluğu kapsamına alındığının kabulünü gerektiren bir neden olamaz. Zira, zorunlu trafik sigortası, yukarıda da değinildiği gibi işletenin ancak KTK.nun 85/1. maddesinde yer alan hukuki sorumluluğu kapsamı ile sınırlıdır. O halde, zaten 85/1. maddesinin kapsamı dışında kalan hatır taşımasına 85. maddede yer almakla birlikte sigortacının sorumluluğunu sınırlayan 921 maddede yer verilmesi abesle iştigal olur, diğer deyişle yasa tekniğine ters düşerdi. Bu durum karşısında yasal düzenleme bakımından, işletenin sadece KTK.nun 85/1. maddesindeki hukuki sorumluluğunu üzerine alan sigortacının bu madde kapsamı dışında kalan hatır taşımacılığından doğan zararlardan sorumlu tutulmasının yasal açıdan mümkün olmadığı sonucu ortaya çıkmaktadır.
Sözleşme ilişkisine gelince; zorunlu trafik sigortacısının sözleşme şartlarını oluşturan ve 1.3.1992 tarihinden önce yürürlükte olan ve dava konusu uyuşmazlıkta uygulanması gereken Karayolları Trafik Kanunu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının 1 ve2. maddelerinde sigorta teminatının kapsamı saptandıktan sonra sigorta teminatı dışında bırakılan halleri sıralayan 3. maddenin 9. bendinde, hatır için karşılıksız taşınanların yaralanmaları veya ölmeleri halinden kaynaklanan zararların sigorta teminatı dışında kalacağı açık bir şekilde hükme bağlanmış bulunmaktadır: KTK.nun 97. maddesi uyarınca zarar görenler lehine yapılmış olan ve davacıya da hitap eden bu sözleşme hükümleri de davacıya tazminat konusunda bir hak tanımadığına göre, davanın kabulünde, sözleşme ilişkisinin varlığı da dayanak yapılamaz.
Nihayet, mahkeme kararındaki davanın kabul gerekçelerinden birini oluşturan hakkaniyet kuralına gelince; yasakoyucu, yukarıda da değinildiği gibi hatır veya nezaket için hiç bir bedel almadan yolcu götüren aracın işleticisini KTK.nun 85. madde kapsamı dışında bırakmakla hakkaniyet ilkesi bakımından tavrını açıkça koymuş ve onu tehlike sorumluluğu hükümleri kapsamına almamıştır. Bu gibi hallerde işletenin sorumluluğu genel hükümler, çerçevesinde değerlendirilerek sorumluluk kapsamı ona göre tayin edileceğine göre, onun sigortacısının bu kuralın dışına çıkılarak hakkaniyet ilkesi gereğince sorumlu tutulması yasa hükmüne açıkça aykırı düşeceğinden bu yöndeki gerekçenin de kabulü mümkün olmamıştır.
o halde, yukarıda yapılan açıklamalar dikkate alındığında Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi doğru görülmediğinden usul ve yasaya uygun bulunmayan direnme kararı bozulmalıdır.
Sonuç: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince (BOZULMASINA), istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 5.4.1995 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Bir motorlu aracın işletilmesi, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına neden olursa, motorlu aracın işleteni, bu eyleminden sorumlu olur. İşleten, bu sorumluluğunun karşılanmasını sağlamak üzere "mali sorumluluk sigortası" yaptırmak zorunluluğundadır. Bu sigortaya, zorunlu mali sorumluluk sigortası ve yaygın deyimle "trafik sigortası adi verilir.
Görülüyor ki, zorunlu mali sorumluluk sigortası, yani trafik sigortası, motorlu aracın işletilmesine bağlı bir tehlike sorumluluğunu kapsamaktadır. Hatır taşımalarında, işletenin sorumluluğu için genel kuralların öngörülmesi, hatır taşımalarında taşınan kişiler yönünden ölüm veya yaralanmalardan doğan zararın anılan sigortanın kavramı dışında kalmasını gerektirmez. Çünkü, tehlike sorumluluğu, aracın işletilmesine bağlı olup, taşımanın türüne bağlı değildir. Aksi halin düşünülmesi, bir motorlu aracın işletilmesini tehlike kabul eden ve bu durumu zorunlu sigortaya bağlayan sisteme de aykırı olur.
Öte yandan, KTKnun 92. maddesinde, zorunlu mali sorumluluk sigortası dışında kalan haller tek tek sıralandığı halde, burada hatır taşımasına yer verilmemiş bulunmaktadır. Bunun sonucu, hatır taşımasının tehlike sorumluluğuna bağlı olarak zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı içinde kaldığının kabulü gerekir. Ayrıca, bu kabul biçimi hak ve adalete de uygundur.
Karayolları Trafik Kanununda, hatır taşımasına ilişkin zararların zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamına alınması yasaklanmadığına göre, sigorta genel şartları ile hatır taşımasından doğan zararların sigorta teminatı dışında bırakılması buyurucu kurala bir aykırılık oluşturur. Ve bu nedenle de genel şartların 3 /g maddesi geçersiz olur. Yasaya aykırı genel şartın uygulanamayacağı da açık ve şeçiktir.
Yukarıdan beri açıklanan nedenlerle hatır taşımalarından doğan bedensel zararlar zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamına girdiği anlaşıldığından, yerel mahkeme kararının o n a n m a s ı gerektiği düşüncesiyle, sayın çoğunluğun kararına katılmıyorum.
Gönen ERİŞ
11. HD. Başkanı