 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas no : 1994/105
Karar no : 1994/268
Tarih : 27.04.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Çubuk Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 6.5.1991 gün ve 1991/201 E., 1991/136 K. sayılı kararın incelenmesi davalı tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 7.10.1991 gün ve 6400-8977 sayılı ilamı:
(... Davacı, davalıya 18.7.1983 tarihinde 20.000 mark ödünç para verdiğini, bu paranının 6.000 markını nakden, 10.500 markını da muhtelif vadeli bonolarla 12.000.000 TL. olarak davalının ödediğini, bakiye 3.500 mark alacağı kaldığını ileri sürerek, 3.500 mark alacağının dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; 3.500 mark alacağın aynen davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödemenin mark olarak yapılamaması halinde bunun dava tarihi olan 2.4.1991 tarihindeki Türk Lirası karşılığı olarak tahsiline ve bu tarihten itibaren % 30 yasal faiz yürütülmesine karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davalının imzası bulunan 18.7.1983 tarihli belgede davalının davacıya 20.000 mark borcu bulunduğu yazılı bulunmaktadır. Davacı iddiasında bu miktardan 6.000 markı davacının elden ödediğini kabul etmekte ve bunun dışında 10.500 mark karşılığında toplam 11.500.000 TL.lık 6 adet senet ve elden 500.000 TL. nakit verildiğini, daha geriye 3.500 mark alacaklı olduğunu ileri sürmektedir. Davalı ise davacıya Türk parası olarak 12.000.000 TL. ödediğini ve hiç bir borcu kalmadığını savunmuştur. Gerçekten davacı ile davalının isim ve imzalarını taşıyan 13.9.1988 tarihli belgede (Göksel Balcı'dan alacağıma karşılık aşağıda muhteviyatı yazılı altı adet senet aldım) sözleri yazılı olup bu yazının altında senet dökümleri gösterilmiş ve toplam 11.500.000 TL. tutarınca altı adet senet ile 500.000 TL. elden nakit olmak üzere toplam 12.000.000 TL. verildiği kabul edilmiştir. Böylece taraflar mark olan borcu Türk Parasına çevirmişler ve Türk Parası olarak miktarını belirlemişlerdir. Bu belgede veya başka bir belgede bu 12.000.000 TL. dışında davalının daha bir miktar mark veya Türk Parası olarak borcu kaldığına dair kayıt ve delil mevcut değildir. Davacı da davacının davalıdan daha 3.500 mark alacaklı olduğunun kabulü doğru değildir. Mahkemenin, aksine düşüncelerle davanın kabulüne karar vermesi usul ve yasaya aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 27.4 1994 tarihinde (BOZULMASINA), oyçokluğuyla karar verildi.