 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas no : 1994/1020
Karar no : 1995/55
Tarih : 07.02.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "maddi ve manevi tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Zonguldak 1.İş Mahkemesi'nce davanın kısmen kabulüne dair verilen 31.3.1995 gün ve 1992/721-1995/173 sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine;
Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 4.7.1995 gün ve 1995/2444-3881 sayılı ilamı: (... Mahkemece, her ne kadar davacı eşin desteğini kaybetmesinden dolayı maddi ve manevi tazminat talebi hüküm altına alınmışsada, bu sonuç usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.
Gerçekten, davacı eş zararlandırıcı ölüm olayının meydana gelmesinden önce ve 18.3.1988 tarihinde kocası ve desteğinden boşanmak suretiyle ayrılmış ve bu karar kesinleşmiştir.Davacı eş, kesinleşen boşanma kararı içeriğinden de anlaşılacağı üzere eşi ile bir arada ortak yaşamayacağını belirtmiş ve müşterek hayatın çekilemez biçimde sarsıldığını ve sona erdiğini bildirmiştir. Davacının ileri sürdüğü bu durumun kesin yargı halini alan, Mahkeme kararı ile doğrulanması karşısında artık, 3.3.1992 tarihinde meydana gelen ölüm sonucu, gelecekte, destekten yararlanılacağından bahisle bu davanın açılması hukuksal açıdan savunulamaz. Desteğin hukuken ve fiilen ortadan kalkması karşısında, davacının maddi tazminat davasının dinlenemeyeceği ve ayrıca 4 yıl önce boşanmış olduğu eşinden dolayı elem ve üzüntü karşılığı manevi tazminata dahi hükmedilemiyeceği gözetilmeksizin istemin reddi yerine, kabulü usul ve yasaya aykırıdır....) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : 1- Mümeyyiz davacı vekilinin mahkemenin hüküm altına aldığı tazminata uygulanacak faizin başlangıç tarihine yönelik temyiz itirazları, Dairesince reddedilmiş ve hakkındaki hüküm kesinleşmiştir. Hakkındaki hüküm kesinleşen tarafın aynı nedenle direnme kararını temyize hakkı yoktur. Bu durumda davacı vekilinin temyiz isteği red edilmelidir.
2- Davalının temyiz itirazına gelince:
Dava, iş kazasından doğan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Davacı eş, iş kazası sonucu öldüğü anlaşılan eski kocası aleyhine 3.3.1992 tarihinde ölümle sonuçlanan olaydan dört yıl önce 28.1.1988 tarihinde açtığı boşanma davasında, kocasının başka bir kadınla gayrimeşru hayat sürdüğü, müşterek evi terk ettiği, evin ihtiyaçları ile ilgilenmediğini ileri sürmüştür. Toplanan delillerle de iddianın kanıtlanması sonucu mahkemece boşanmaya karar verilmiş ve karar kesinleşmiştir. Kesinleşen boşanma kararının çok açık olan içeriğine rağmen davacının eski kocasından hiç ayrılmadığı, birlikte yaşamlarını sürdürdüklerine değinen tanık beyanlarına itibar edilemez.
Hal böyle olunca Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma ilamına uyulması gerekirken önceki kararda direnilmesi doğru değildir.
O halde usul ve yasaya uygun bulunmayan direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : 1-Davacı vekilinin temyiz isteğinin 1 nolu bendde belirtilen nedenle reddine, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine oybirliği ile,
2- Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire kararında ve yukarıda 2. bedde gösterilen nedenlerden dolayı (BOZULMASINA) oyçokluğu ile karar verildi.