 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas no : 1994/10
Karar no : 1995/25
Tarih : 01.02.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasında "rücuan alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 1. İş Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 14.7.1993 gün ve 708-515 sayılı kararın incelenmesinin taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 25.3.1994 gün ve 11529-5757 sayılı ilamıyla; (...Dava zararlandırıcı sigorta olayına maruz kalan sigortalıya veya hak sahiplerine Kurumca yapılan Sosyal Sigorta harcamalarının rücuan ödettirilmesi istemine ilişkindir. Dava konusu olayda, 9 ve 10. maddelerin öngördüğü koşulların oluştuğu uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık 10. maddeye dayanan rücu davalarında 26. maddenin öngördüğü "tavanın" uygulanıp uygulanmayacağı noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 9 ve 10. maddeleridir. Anılan 10. maddenin üçüncü fıkrasındaki, "ancak yukarıdaki fıkralarda belirtilen sigorta olayları için Kurumca yapılan ve ileride yapılması gerekli her türlü masrafların tutarı ile, gelir bağlanırsa bu gelirlerin 22. maddede sözü geçen tarifeye göre hesap edilecek sermaye değerleri tutarı 26. madde de yazılı sorumluluk halleri aranmaksızın işverene ayrıca ödettirilir" hükmü yer almıştır. Anılan hükümde yazılı "sorumluluk halleri" ibaresi sözlük anlamıyla sorumluluğa neden olan maddi olguları başka bir anlatımla kusur durumunu hedeflemektedir. Yoksa sorumluluğun kapsam ve tutarını içermez. Gerçekten, 10. maddenin yollamada bulunduğu 26. maddenin ilk metninde sorumluluğu tazminat tutarı bakımından sınırlayan bir hüküm de yer almamış ve böyle bir sınırlama 3395 sayılı Kanunla maddeye dahil edilmiştir. O halde, Kanun yazım tekniği açısından 10. maddenin 26. maddeye sonradan getirilen tazminat tutarı sınırlamasını dışladığı düşünülemez. Öte yandan, işverenin ödemesi gereken rücu tazminatının miktarına sınır getirilmiştir. Başka bir anlatımla, kusurlu veya suç sayılır eylemi ile sigortalıya veya haksahiplerine sosyal sigorta harcamalarının yapılmasına neden olan işverenin ödeyeceği rücu tazminatı miktarı ile sınırlandırılmıştır.
Hal böyle olunca ve özellikle kusursuz sorumluluğu öngören 10. maddeye dayanılarak açılan rücu davalarında da 26. maddenin öngördüğü tavanın, kıyas yoluyla uygulanmasının hak ve nesafet kurallarına uygun olacağı, esasen davanın yasal dayanağını oluşturan 10. maddenin uygulamaya cevaz verdiği, engelleyici hüküm içermediği açıktır. Mahkemece yapılacak iş, sigortalının veya haksahiplerinin işverenden isteyebileceği tazminat (tavan) miktarını önce kusur durumunu hiç gözetmeksizin belirlemek ve belirlenen tazminat miktarını geçmemek üzere tarafların kusurlu veya kusursuz durumları nazara alınarak Borçlar Kanunu'nun 43, 44. maddeleri gözönünde tutularak rücu alacağına hükmetmekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı Kurum vekili Av. Leyla Kaşarcıoğlu.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü.
KARAR : Dava, rücuan alacak istemine ilişkindir.
Temyiz edenin sıfatı itibarıyle, direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, Kurum zararından kusur oranında indirim yapılmasının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.
SONUÇ : Davacı Kurum vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, 4792 sayılı Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununun 2868 sayılı Yasa ile değişik 24/C maddesi uyarınca kurumdan harç alınmasına mahal olmadığına, 01/02/1995 gününde oybirliğiyle karar verildi.