 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas no : 1994/1
Karar no : 1994/347
Tarih : 19.12.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Görevli memuru öldürmek suçundan sanık Abdulkadir'in beraatine ilişkin, (Osmaniye Ağır Ceza Mahkemesi)'nce verilen 13.12.1993 gün ve 156/126 sayılı hükmün, katılan vekili ve Cumhuriyet Savcısı tarafından temyizi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesi 4.10.1994 gün, 3000/3069 sayı ile hükmün onanmasına karar vermiştir.
Yargıtay C. Başsavcılığı, 23.11.1994 gün, 33762 sayı ile;
"Sanık; hakkındaki beraat kararı bozulan sanık Vecdettin'in verdiği silahı, gözcü kalacağı için olay sırasında ölen diğer sanık Mehmet'e vermiştir. Diğer sanıkların silahlı olduğu ve banka soygunu sırasında müdahale edildiği takdirde kullanılacağını bilmektedir.
Diğer sanık Vecdettin ile ölen Mehmet, banka soygunu sırasında seslere gelen Polis Memuru Oktay'a ateş ederek onu öldürdükleri sırada, sanık Abdulkadir de onların yanındadır. Arkadaşlarına engel olmadığı gibi, cesaret verecek şekilde Vecdettin'in yanında olup dayanışmasını sürdürmüştür.
Asıl failin kastını önceden bilerek suçun icrası sırasında hazır bulunmak fer'i iştirak için yeterli olduğundan, sanık suça fer'an katılmıştır. Gerekçesiyle itiraz ederek, sanığın bu suçtan beraatine ilişkin onama kararının kaldırılmasını, hükmün bozulmasını talep etmiştir.
Dosya, 1. Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Sanık Abdulkadir ile itirazın kapsamı dışında kalan sanık Vecdettin ve olay sırasında ölen sanık Mehmet, banka soymaya karar vermişlerdir. Yakın bir inşaatta bekledikten sonra saat 01.30 sıralarında bankanın bulunduğu pasaja gelmişler, sanıklardan Mehmet yolda gözcülük yapmış, sanık Vecdettin, demir makası ile önce pasajın sonra bankanın demir parmaklıklarını kesmiş, sanık Abdulkadir bankanın camını kırmaya çalışmıştır.
Çarşı ve mahalle bekçisinin geldiğini gören Vecdettin, sanık Abdulkadir'i uyarmış ve birlikte kaçmaya başlamışlardır. Bu arada sanık Mehmet, olay yerine gelen Polis Memuru Oktay'a ateş etmeye başlamış, sanık Vecdettin de bina önüne çıktığında polis memurunun bulunduğu yöne üç el ateş etmiş, sanıklar ellerindeki soygunda kullanılan malzemeleri atarak kaçmuşlardır. Olayda Polis Memuru Oktay ile sanıklardan Mehmet ölmüştür.
Olay yerinde yapılan incelemede dört çeşit kovan ile, ölen sanık Mehmet'in kullandığı tabanca elde edilebilmiştir. Sanık Vecdettin yakalandığında, olayda kullandığı, astra marka tabancayı gömdüğü yerden çıkarıp teslim etmiştir.
Yerel Mahkemece, sanıkların soygun suçuna kalkışmaktan cezalandırılmalarına, Polis Memurunu ölen sanığın vurduğu kabul edilerek bu suçtan beraatlerine karar verilmiştir. C.Savcısı ve katılan vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece sanık Vecdettin'in adam öldürmek suçundan beraatine ilişkin hükmün bozulmasına, sanık Abdulkadir'in aynı suçtan beraatine ilişkin hükmün onanmasına karar verilmiştir.
Özel Daire ile Yargıtay C.Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlık, sanık Abdulkadir'in görevli memuru öldürme suçuna fer'an iştirak edip etmediğine ilişkindir.
TCY.nın 65/3. maddesinde düzenlenen suça fer'i maddi katılma için, o yöndeki irade ile asli maddi failin işlediği suça maddi nitelikte iştirak edilmelidir. Bu katılmanın, iş ve vasıta tedariki yahut müzaharet ve muavenet şeklinde olması mümkündür.
a- İş ve vasıta tedariki: Suçun işlenmesinde kullanılmak üzere sağlanan herhangi bir taşınır veya taşınmaz eşya, vasıtadır. İş ise vasıta kavramının genişletilmesi amacıyla, kaynak yasada olmadığı halde maddeye ilave edilmiştir.
b- Müzaharet ve muavenet: Suçun işlenmesini kolaylaştıran her türlü eylemlerdir. Suçun işlenmesinden önce veya işlendiği sırada yardımda bulunabilir. Ancak yardım doğrudan doğruya suçu birlikte işlemek biçimde olmamalıdır.
İştirakin kabulü için failde, suça iştirak iradesi olmalıdır. Yani suça katılanlar önceden, belli bir suçu işleme konusunda aralarında anlaşmalı, irade birliğine varmalıdırlar. Kararlaştırılan bir suç işlenirken, faillerden birisinin diğerlerinden habersiz bir başka suçu daha işlemisi halinde ise önceden anlaşma olmadığı için ikinci failin icrasına yardım etmeyen diğer failler, bu suçtan sorumlu tutulmazlar.
Maddi olayda, sanık Abdulkadir ile arkadaşları soygun yapmak amacıyla bankanın bulunduğu pasaja gitmişler ve soygunla ilgili icra hareketlirene başlamışlardır. Ölen Polis Memuru pasajın arka tarafına, tanık bekçi İbrahim'de pasajın ön tarafına gelmişlerdir. Gözcülük yaparken polis memurunu gören sanık Mehmet, üzerindeki astra marka tabancayla ateş etmiş, polis memuru da silahını çekerek karşılık vermiştir. Bankaya girmek üzere olan sanıklar Abdulkadir ile Vecdettin kaçmışlar ve Vecdettin polis memurunun bulunduğu yöne ateş etmiştir. Olay mahallinde dört ayrı silahtan atılmış boş kovanlar bulunmuştur. Yapılan incelemede, boş kovanların ölen polis memuru ile, ölen sanık Mehmet ve sanık Vecdettin ile tanık bekçinin silahlarına ait olduğu saptanmıştır. Olayda bir başka silahın kullanılmadığı ve sanık Abdulkadir'de silah olmadığı, kaçarken ayağından yaralandığı anlışılmıştır.
Sanıklarda, adam öldürme konusunda, soyguna başlamadan önce verilmiş bir irade birliği bulunmamaktadır. Önceden aralarında bu konuda anlaşmamışlar sadece bankayı soymayı planlamışlar, soygunla ilgili fikir birliğine varmışlardır. Sanık Abdullah'ın diğer iki sanıkta silah bulunduğunu bilmesi, onların bu silahla işleyebilecekleri tüm suçları, onlarla birlikte bulunmakla önceden kabul ettiği, silahlı sanıklara manevi destek olduğu şeklinde kabul edilemez. Zira, önceden iştirak iradesi olmadığı gibi, suçun icrası sırasında "müzaharet ve muavenet" de bulunmamaktadır. Kararlaştırılan ve icrasına başlanan soygun fiili işlenirken görevlilerin gelmesi üzerine sokakta gözcülük yapan sanık Mehmet polis memuruna ateş etmiş, sanık Abdulkadir önde koşarken, arkasından gelen Vecdettin de ateş etmiştir. Önde koşmakta olan sanığın; peşinden gelen ve ateş eden Vecdettin ile, kendisi henüz pasajın içinde bankanın camlarını kırmakta iken sokakta polis memuruna ateş etmeye başlayan sanık Mehmet'e varlığı ile destek olması veya onları engellemesi söz konusu olamaz.
Ayrıca, sanık tarafından adam öldürme olayında kullanılmak üzere silah da temin edilmiş değildir. Sanık, karakolda alınan ifadesinde; "Vecdettin gidip silahları getirdi, poşette iki silah vardı. Birini kendisi aldı, birini bana verdi. Bana verdiği tabancayı gözcülük yapacak olan Mehmet'e verdim..." demiş, aşamalarda bu beyanını geri almıştır. Sanık Vecdettin ise karakoldaki ifadesinde;"... silahları evde sakladım. İnşaata götürdüm ve inşaattan çıkıp bankaya giderken birini ben, diğerini Mehmet aldı. Mehmet, bankanın arka tarafında gözcülük yaptı..." şeklinde beyanda bulunmuştur. Sanıkların, silahla ilgili anlatımları çelişkilidir. Sanığın, kendisine verilen tabancayı gözcülük yapan Mehmet'e verdiği kabul edilse dahi, "tabancayı al, gelen olursa öldür" diye verdiği hususunda kesin kanıt yoktur. Gelenlerin korkutulması maksadıyla verilen silahın, amaç aşılarak adam öldürme suçunda kullanılması halinde, silahı verenin öldürme suçunda kullanılması halinde, silahı verenin öldürme fiiline iştirakinden sözedilemez.
Bu nedenlerle, sanığın iştirak iradesi soygun suçuna ilişkin olup, öldürme suçuna iştirak iradesinin varlığından söz edilemez bunun doğal sonucu olarakta öldürmenin feri faili sayılması hukuken mümkün görülmediğinden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan Kurul Üyeleri, "haklı nedenlere dayanan C.Başsavcılığı itirazının kabulü gerektiğini ileri sürerek" karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının (REDDİNE), 19.12.1994 günü oyçokluğuyla karar verildi.