 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 1993/98
Karar No: 1993/200
Tarih: 26.05.1993
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "tapu iptali ve tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bornova 1. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 15.7.1991 gün ve 4,402 sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine;
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'nin 30.1.1992 gün ve 12599-667 sayılı ilamı:
(... Dava, Borçlar Yasası'nın 18. maddesine dayalı muvazaa hukuksal nedeniyle pay oranında iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Miras bırakanın mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla, kayıt üzerinden ve aslında bağış olmasına karşın satış biçiminde yapılan temlikler uygulama ve öğretide "muris muvazaası" olarak adlandırılmaktadır. Somut olayda, muris kendisine ait 11 parselin intifaını üzerinde bırakarak çıplak mülkiyetin ondört yaşındaki torunu olan davalı Mehmet Helvacı'ya geçirmiştir. Davalının, temlik tarihinde reşit olmadığı gibi alım gücünün olmadığı da açıktır. Davacı tanık anlatımlarıyla da tapudaki temliki işlemin gerçek satış olmayıp, danışık nedeniyle illetli bulunduğu saptanmıştır. O halde, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek reddedilmesi isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, B.K.nun 18.nci maddesinden kaynaklanan muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Dava konusu taşınmazın çıplak mülkiyetinin davalıya geçirilmesini sağlayan, miras bırakanın çocukları tarafında, 1.4.1974 gün 1/2 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme kararı uyarınca üçüncü şahıs sıfatıyla açılmıştır. Bu istekle açılan iptal davasının olumlu sonuçlanabilmesi için muris tarafından temlikin, davacı mirasçıyı yapılmış olduğunun kanıtlanması gerekir. Temlikte güdülen amacın belirlenmesinde miras bırakanın bu temliki tasarruftaki gerçek iradesinin saptanmasının icap edeceği kuşkusuzdur.
Somut olayda miras bırakanın sağlığında davalı torunu aleyhine dava konusu taşınmazla ilgili olarak açtığı, tapu iptali davası, ile el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğini kapsıyan önce görülen dava dosyalarından ve özellikle bu davalarda miras bırakanın ileri sürdüğünü iddia eve kesinleşen mahkeme kararlarının içeriğinden, miras bırakanın dava konusu taşınmazı davalıya temlikinde, davacı mirasçılarından mal kaçırmak ve onları mirs haklarından mahrum bırakmak amacını gütmediği açıkça anlaşılmaktadır.
Bu itabarla, mahkemece çekişmeli taşınmaz çıplak mülkiyetine ait tapunun davalı adına oluşmasının muvazaa ile illetli bulunmadığı sonucuna varılarak davanın reddedilmesi doğrudur. O halde, usul ve Yasaya uygun bulunan direnme kararı onanmalıdır.
SONUÇ : Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle (ONANMASINA) oyçokluğu ile 26.5.1993 tarihinde karar verildi.