 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 1993/936
Karar No: 1994/94
Tarih: 23.02.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "müdahalenin önlenmesi ve ecrimisil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; KARTAL 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın kısmen kabulüne dair verilen 23.10.1987 gün ve 1978/537 E., 1987/868 K. sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine;
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin 3.6.1988 gün ve 7998-7777 sayılı ilamı:
(.. Mahkeme'ce yapılan inceleme ve araştırma hükme yeterli bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık elatmanın önlenmesi ve ecrimisilin tahsiline ilişkindir. Uyuşmazlığa konu teşkil eyleyen ve 1155 sayılı tapulama parseli içerisinde kaldığı anlaşılan taşınmaz hakkında Kartal 1. Asliye Hukuk Mahkemesinden tapulama mahkemesi sıfatı ile 4.10.1984 gün ve 650-645 sayılı hükmün oluşturulduğu ve halen dosyanın temyiz safhasında bulunduğu davalı vekili tarafından duruşmada ileri sürüldüğü gibi, aynı yer hakkında orman idaresi ve Hazine aleyhine açılan ve Orman Kanunu'nun 2896 sayılı Kanunla değişik 2/B maddesinin uygulanması ile ilgili kadastro komisyon kararının iptali için aynı mahkemeden 1985/1273 Esasta kayıtlı dava dosyasının açıldığı ileri sürülmüştür. Mahkeme'ce bu iki dosya getirtilip incelenmemiş, o dosyalarda dava konusu olan yerlerin işbu davaya konu olan yerlerle aynı olup olmadığı araştırılmamış ve sonuçlandırılan karar nedeniyle tarafların o davada yer alıp almadıkları ve tesis olunan hükmün bu dava nedeniyle ittihaz olunacak hükme etkili olup olmayacağı araştırılmamıştır. Eksik inceleme ile hüküm verilemez. Bu itibarla değinilen yönler nazara alınıp o dairede araştırma ve inceleme yapılmak ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip uyuşmazlık hakkında bir karar verilmek gerekirken mahkeme'ce bunlardan zuhul ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkeme'ce önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : HUMK.nun 429. maddesi hükmüne göre Yargıtay'ın bozma kararı üzerine hakim, tarafları duruşmaya davet edip dinledikten sonra bozma ilamına uyulup uyulmayacağına karar verir. Görülüyor ki hakim bozma ilamına uymak zorunda olmayıp eski kararında direnebilir. Eş anlatımla hakim kural olarak Yargıtay bozma kararına uymak ya da bu karara karşı direnme kararı vermek konusunda tarafların istekleri ile bağlı olmayıp serbest takdir yetkisine sahiptir.
Ancak, bozma nedenlerinin kamu düzenine ilişkin ve dolayısıyla hakimin kendiliğinden (re'sen) gözönünde bulundurulması gereken sebeplerden olmaması halinde taraflar veya vekilleri bozma kararına uyulmasını istemişlerse, artık mahkeme önceki kararda direnemez. Yargıtay'ın yerleşmiş ve kurallaşmış uygulaması da bu doğrultudadır (Hukuk Genel Kurulu'nun 18.10.1989 gün 541, 534, 21.2.1990 gün 10-117, 7.10.1990 gün 439-562, 19.2.1992 gün 635-82 sayılı kararları). Temyize konu davada, Özel Daire'ce mahkeme kararının bozulmasını takiben yapılan 16.5.1989 ve 23.6.1989 günlü oturumlarda, taraf vekilleri bozma ilamına uyulmasını istemişlerdir. Bozma sebebi ise kamu düzenine ilişkin değildir.
Hal böyle olunca mahkeme'ce bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi doğru değildir. O halde, direnme kararı bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda açıklanan nedenle (BOZULMASINA), 23.2.1994 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.