 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 1993/928
Karar No: 1994/159
Tarih: 23.03.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "meni müdahale ve tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ödemiş 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın kısmen kabulüne dair verilen 16.4.1992 gün ve 392-131 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay, 1.Hukuk Dairesi'nin 29.12.1992 gün ve 12103-16533 sayılı ilamı:
(...Davacı, 1296,1297,1298 sayılı parsellerine komşu parsel maliki davalıların sınıra diktikleri ağaçların gölge yaptığını ileri sürerek muarazanın giderilmesini, ağaçların kesilmesini, zararın tazminini istemiştir. Mahkemece, tazminat isteğinin kabulüne karar verilmiştir.
Ancak, iddianın ileri sürülüş biçimi ve açıklanan içeriği itibariyla dava, komşuluk hukukundan kaynaklanmaktadır. Herkes, mülkünü kullanırken, komşusuna zarar verecek her türlü taşkınlıktan çekinmeye mecbur olduğu gibi ağaç dalları ve köklerinin de komşu taşınmaza zarar vermemesi esastır. Somut olayda, davalıların diktikleri ağaçların yaptığı zararları uzman bilirkişi raporundan sıralanmış, alınması gereken önlemler gösterilmiştir. Bu durumda mahkemece anılan raporda öngörülen tedbirlerin hüküm altına alınması zorunlu iken, yalnızca gerçekleşen zararın tazmini ile yetinilmesi doğru değildir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Taraflar arasındaki uyuşmazlık, komşuluk hukukundan kaynaklanmaktadır.
Kural olarak, herkes maliki bulunduğu taşınmaz malda dilediği gibi tasarrufta bulunabilir. Ancak, bu tasarruf hakkı sınırsız değildir.
Nitekim, M.K.'un "komşu hakkı" başlıklı 661. maddesinde "bir kimse mülkünü kullanırken komşusuna zarar verecek her türlü taşkınlıklardan çekinmeye mecburdur" hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda, davalıların kendi taşınmazı içerisinde sınıra diktikleri genelde kavak ağaçlarının komşu davacı taşınmazına gölge düşürerek, mahsülün verimini azalttığı bilirkişi raporu ile belirlenmiştir.
Kavak ağaçlarının, özellikle gözetildiğinde, davacı taşınmazına gölge düşürmek suretiyle meydana getirdikleri zararın mahallin örf ve adetine göre hoş görü sınırlarını aşan ölçüye vardığı saptanmıştır.
O nedenle, bilirkişice de zararın giderilmesi için davalıların alması gereken önlemler, bu arada ağaçların budanması gereğince de işaretle gösterilmiştir.
Bilirkişi raporu kanaat verici niteliktedir. Bu durumda, rapor çerçevesinde karar verilmesi gerekirken, ağaçların verdiği gölge sebebiyle bir önceki sene uğranıldığı tesbit edilen zararın tazminine karar verilmekle yetinilmesi doğru değildir.
O itibarla, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı, bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda açıklanan Özel Daire bozma kararındaki nedenlerden dolayı (BOZULMASINA) oybirliğiyle karar verildi.