 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 1993/91
Karar No: 1993/187
Tarih: 28.04.1993
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "boşanma" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Karşıyaka Asliye 1. Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 23.1.1992 gün ve 278-33 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 21.9.1992 gün ve 7794-8247 sayılı ilamiyle; (.. 1 - Hükmün hangi unsurları taşıması gerektiği HUMK.nun 388. maddesinde belirlenmiştir. Özellikle 3. fıkrada "iki tarafın iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, ihtilaflı konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ile ret ve üstün tutma sebepleri, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkartılan sonuç ve hukuki sebebin gösterileceği açıklanmıştır.
Bunlar tümü ile hükmün gerekçelerini oluşturur. Anayasanın 141. maddesi uyarınca "bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması" zorunludur. Başkaca hiç bir açıklama yapılmadan "toplanan delillere göre" denerek oluşturulan hüküm yukarıda gösterilen kurala aykırıdır.
2 - Kabule göre de:
Bilindiği gibi genel boşanma nedeniyle ilgili Medeni Kanunun 134. maddesinin eski şeklinde (ifadesinde) şiddetli geçimsizliğe ilişkin boşanma davası ilke (unsur) olarak doğrudan kusura dayanmıyor görünse de, 2. fıkrası ile dava hakkını kusuru olmayan ya da daha az olan tarafa tanımak suretiyle kusuru gizli bir unsur haline getirmiştir. Nitekim ilk bakışta dava hakkına yönelik görünse de söz konusu 134. maddesinin eski biçimde kusura ilişkin hükmün böylesine "katı bir tarzda uygulanması şikayetlerin odak noktasını teşkil etmiştir" (3444 Sayılı Kanunun Hükümet Tasarısı 4. Madde gerekçesi). İşte bu ve benzer düşüncelerle 3444 sayılı Kanun Medeni Kanunun 134. maddesini değiştirirken kusur meselesinden doğan güçlüğü önemli ölçüde hafifletmiş, kusur yerine evlilik birliğinin onarılmaz bir biçimde sarsılmasına önem vermiş, özetle kusurlu eşe de dava açma hakkı tanımıştır.
Ne var ki bu değişikliği tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamamak ve değerlendirmemek gerekmektedir. Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemiyeceği temel hukuk ilkesine aykırı düşer. Diğer taraftan gene böyle bir düşünce tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır. Boşanmayı elde etmek isteyen kişi, karşı tarafın hiçbir eylem ve davranışı sözkonusu olmadan evlilik birliğini, devamı beklenmeyecek derecede temelinden sarsar sonrada mademki birlik artık sarsılmış diyerekten boşanma doğrultusunda hüküm kurulmasını talep edebilir.
Öyle ise Medeni Kanunun 134. maddesine göre boşanmayı isteyebilmek için tamamen ya da kusursuz olmaya gerek olmayıp daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber boşanmaya karar verilebilmesi için davalının azda olsa belli bir kusurunun varlığı ve bunun ispatlanması kaçınılmazdır.
Mevcut olaylara göre evlilik birliğinin devamı eşlerden beklenmiyecek derecede temelinden sarsıldığı kuşkusuzdur. Ne var ki bu sonuca ulaşılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmemiştir. Bu durumda açıklanan nedenle isteğin reddi gerekirken yasa hükümlerinin yorumunda yanılgıya düşülerek boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı (BOZULMASINA) 28.4.1993 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.