 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 1993/790
Karar No: 1994/83
Tarih: 23.02.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "nafaka - maddi ve manevi tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kale Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın kısmen kabulüne dair verilen 13.4.1989 gün ve 1985/84 Esas, 1989/34 Karar sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 21.9.1990 gün ve 1990/4683-8561 sayılı ilamı ile; (.. Davacı ana, kendisi ve evlilik dışı ilişkiden doğan çocuk lehine babanın nakti tediyatta bulunmasını istemiştir. Bu istek uygulamada tabii babalık denen halin tesbitini de kapsar. Davanın incelenebilmesi için 2.5.1960 günlü 5/8 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı ve Medeni Kanunun 298. maddesi uyarınca çocuğa kayyım tayini ve davaya katılması sağlanarak davanın incelenmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm tesisi doğru görülmemiştir..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davalı vekilleri.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle, davacı, dilekçesinde açıkca olayda bütün neticeleriyle babalığa hükmedilmesinin mümkün olmadığını ifade ile, mali neticeleriyle babalığa hüküm şartlarının oluştuğunu belirtmiş ve evlilik dışı ilişkiden doğan çocuk için davalı babanın nakti ödemede bulunmasını talep etmiştir. Bu ileri sürüşün tabii babalığın tesbiti istemini de içerdiğinin kabulü icap eder.
Belirtmek gerekirki kanun koyucu, babalık davasında ananın her zaman çocuğun yararına hareket edemeyeceği düşüncesinden hareket ederek küçük için kayyım tayin edilmesi ve çocuğun yararının korunması için babalık davasında kayyımın bulunmasını ilke olarak kabul etmiştir (MK. 298). Böylece şu veya bu gibi düşüncelerle ana - babanın çocuk aleyhine birleşmelerini, onun zararına bir durumun doğumunu önlemek istemiştir. Hatta muhtemel zararın önlenmesi amacıyla Hazineye keyfiyetin ihbarını gerekli kılmış (MK. 299), bu suretle çocuğun gerçek nesebinin tayininde gerektiğinde Hazinenin de yardımda bulunmasını sağlamıştır.
Nitekim Hukuk Genel Kurulu'nun 20.1.1988 gün 473/43 sayılı kararında da aynı görüş benimsenmiştir. Kaldı ki evlilik dışı doğan çocuk adına açılacak babalık davasında çocuğun çıkarlarını koruması gereken kayyım tayin edilmesi 2.5.1969 gün 5/8 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme kararının da gereği olduğuna göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 23.2.1994 gününde, oybirliği ile karar verildi.