 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 1993/567
Karar No: 1993/795
Tarih: 08.12.1993
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kadınhanı Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın kısmen kabulüne dair verilen 16.12.1991 gün ve 80/174 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine;
Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 28.10.1992 gün ve 9982-10428 sayılı ilamı:
(.. Taraflar evlenirken kadına ait eşyalarla ilgili olarak 15.3.1984 tarihli bir senet düzenlenmiştir. Başlangıçta senet düzenlendiğine göre bunun hilafının da aynı nitelikte bir belge ile isbatı zorunludur (HUMK. 290 m. ve 2.4.1933 gün ve 30/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı). Bu durumda mahkemece, tesbit sırasında bulunan eşyalar yanında, senetteki diğer eşyalar hakkında da davanın kabulüne karar vermek gerekirken delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Taraflar arasındaki evlenme akdi öncesi düzenlenen sair senedinde gösterilen eşyaların, davacı kadına ait olduğu hususu uyuşmazlık konusu değildir.
Davacı, açıklanan senette gösterilen eşyaları müşterek evi terk ederken yanında götürmediğini ve tamamını evde bıraktığını ileri sürerken; davalı koca, senetteki eşyaların bir kısmının davacının evi terk sırasında beraberinde götürdüğünü savunmuştur.
Davacı kadına ait olan eşyaların, evi terk sırasında, beraberde götürülüp götürülmediği hususunun tamamen maddi olaya ilişkin bulunduğu aşikardır.
Bu nedenle de, bu savın tanıkla isbatını engelleyen bir yasa hükmü mevcut değildir.
Mahkemece ifadesine başvurulan ve yeminle dinlenilen taraf tanıklarından davalı tanıklarının, "davacının, evi terk ederken bazı eşyaları götürdüğünü, ancak bunların neler olduklarını bilemeyeceklerini" ifade etmelerine karşın; davacı tanıkları, özellikle tarafların evsahibi olan Şerife İlerigiden, açıkça "davacı kadının, kocası tarafından dövülüp evden atılması sonucu yanına hiçbir eşya alamadan ayrılmak zorunda kaldığını" beyan etmiştir.
Bu itibarla, açıklanan gerekçelerle Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi doğru değildir. O halde usul ve yasaya uygun bulunmayan direnme kararı, bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda açıklanan nedenden dolayı (BOZULMASINA) 8.12.1993 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.