 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 1993/516
Karar No: 1993/704
Tarih: 03.11.1993
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "tahliye" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 8. Sulh Hukuk Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 20.10.1992 gün ve 1430-1375 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 18.1.1993 gün ve 14977-115 sayılı ilamiyle; (..6570 sayılı Kanunun 7/b, c, ç maddeleri uyarınca açılacak davalarda dava hakkı kiralayana aittir. Davalı davacının kiralayan sıfatına karşı çıkarsa bunu davacının ispat etmesi gerekir. Kiralayanın dava hakkı mutlak olup malik olma şartı yoktur. Kiralayan durumunda olmayan malikin de bu davaları açabileceği içtihaden kabul edilmiştir. Ancak, kiralananın müşterek mülkiyete konu ise pay ve paydaş çoğunluğunun sağlanması iştirak halinde mülkiyete konu teşkil ediyorsa tüm iştirakçilerin katılmalarının temini gerekir. Bu koşullar birlikte dava açma şeklinde gerçekleşebileceği gibi bir ortak tarafından açılan davada sonradan duruşmada ortakların davaya muvafakat beyanlarının alınması veya buna ilişkin imzaları noterce tastikli belgenin ibrazı veya müşterek avukata vekaletname verme suretiyle de sağlanır. İştiraklı durumda bu temin edilmezse MK.nun 581-630 maddeleri uyarınca tapu maliki muresin terekesine mümessil tayin ettirilerek mümessil huzuriyle dava yürütülür. Dava hakkına ilişkin bu hususunun re'sen gözönünde tutulması icabeder.
6570 sayılı Yasanın 7/b ve c maddesi kimlerin ihtiyacı için tahliye davası açılabileceğini sınırlı olarak saymıştır. Buna göre kiralayan veya kiralayan durumunda olmayan malik kendisinin, eşinin ve çocuklarının konut veya işyeri ihtiyacı için dava açabilir. Bunların dışındaki bir kimsenin ihtiyacı için dava açma imkanı yoktur.
Olayımızda: Davalı ile kira sözleşmesini M.Ş. yapmıştır. Bu itibarla, davacı M.Ş. kiralayan durumundadır. Taraf olduğu bu sözleşmeye dayanarak dava açmıştır. Yukarıda açıklanan esaslar dikkate alınarak işin esasının incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın reddi usul ve Yasaya aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz Eden: Davacı vekili.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve Yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 3.11.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.