 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 1993/493
Karar No: 1993/485
Tarih: 30.06.1993
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "tenkis" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İnegöl Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 8.7.1991 gün ve 737-350 sayılı kararın incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine;
Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 18.11.1991 gün ve 11786-14269 sayılı ilamı:
(... Toplanan delillerden muris tarafından yapılan temliklerde mirasçıların mahfuz hisselerine tecavüz kastının bulunmadığı, taksim kurallarına uygun hareket edildiği anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı düşüncelerle hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, tenkis istemine ilişkindir. Tüm dosya içeriğinden miras bırakanın, sağlığında davalılardan mirasçısı Bahriye haricinde bütün mirasçılarına, hemen yakın değerler göstererek bir kısım taşınmaz mallarını tapuda satış suretiyle temlik etmiştir.
Bir kısım mirasçılarına bağımsız bölümlerinin mülkiyetini geçirdiği apartmanda, miras bırakan adına kayıtlı iki bağımsız bölüm daha bulunmaktadır. Gerçekten, miras bırakanın ekonomik yönden güçlü ve taşınmaz mallarını satma gereksinimi içerisinde bulunmadığı belirlenmiş durumdadır. Tartışmasız bulunan bütün bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, miras bırakanın davalılara yaptığı temliki işlemde davacı mirasçısının saklı payına tecavüz etmeyi değil, aksine mirasçılar arasında sağlığında mallarını bölüştürmeyi amaçladığı duraksanmayacak biçimde anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, mahkemece davalılara yapılan temliklerde davacı mirasçının saklı payına tecavüz kastının bulunmadığı vurgulanmak suretiyle davanın red edilmesi gereğine işaret eden ve Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken önceki kararda direnilmesi doğru değildir. O halde usul ve Yasaya uygun bulunmayan direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı (BOZULMASINA) oyçokluğuyla karar verildi.