Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 1993/487
Karar No: 1993/601
Tarih: 20.10.1993

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
DAVA : Taraflar arasındaki "elatmanın önlenmesi, kal ve tapu iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Polatlı 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 21.2.1991 gün ve 1988/78 E.- 1991/72 K. sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 21.11.1991 gün ve 1991/9434-13398 sayılı ilamı ile; (.. Davalının, paydaşı olduğu kadastral parsele o tarihlerde kendi binasını yaptırdığı, daha sonra binayı da içerecek biçimde kadastral parselin imar uygulaması ile imar parseline (çapına) dönüştüğü, davalının ve dava dışı kişilerin paydaşı oldukları imar parselinden davacının kayden pay satın aldığı, dosya içeriği ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Esasen bu yön yanlar arasında da tartışmasızdır. Açıklanan duruma göre, karşılık temlik davasının dinlenemeyeceği ortadadır. Bu itibarla da temlik davasının reddedilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Nevarki; olayın kendi özelliği gözetilmek ve İmar Yasası'nın özel düzenlemesine değer verilmek suretiyle çözümlenmesinin gerekeceği de kuşkusuzdur.
Bilindiği gibi yürürlükten kaldırılan 6785 sayılı İmar Yasası'nın 1605 sayılı Yasayla değişik 42/C ve sonradan yürürlüğe giren 3194 sayılı Yasanın 18. maddesinde aynen (... üzerinde bina bulunan hisseli parsellerde, şuyulanma sadece zemine ait olup, şuyunun giderilmesinde bina bedeli ayrıca dikkate alınır. Düzenleme sırasında, plan ve mevzuata göre muhafazasında mahzur bulunmayan bir yapı, ancak bir imar parseli içinde bırakılabilir. Tamamının veya bir kısmının plan veya mevzuat icaplarına göre muhafazası mümkün görülmeyen yapılar ise, birden fazla imar parseline rastlayabilir. Hisseli bir veya birkaç parsel üzerinde kalan yapıların bedelleri, ilgili parsel sahiplerince yapı sahibine ödenmedikçe ve aralarında başka bir anlaşma temin edilmedikçe veya şuyuu giderilmedikçe, bu yapıların eski sahiplerin tarafından kullanılmasına devam olunur..) denilmektedir.
Öyle ise yukarıda belirtilen yasal düzenleme çerçevesinde inceleme ve uygulama yapılması ve sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, değinilen husus üzerinde durulmadan noksan soruşturma ile yetinilip sonuca gidilmesi doğru değildir..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz Eden : Davacı vekili.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
 
KARAR : Esas dava, kayda dayalı elatmanın önlenmesi ve kal, karşılık dava ise, Medeni Kanunun 650. maddesinden kaynaklanan temliken tescil isteklerine ilişkindir.
Tarafların 59 ada 2 sayılı imar çapında paydaş oldukları, bu yerde esas davanın davalısı ve karşılık tescil davasının davacısına ait 3 katlı bir binanın bulunduğu, tartışmasızdır. 2 sayılı imar çapında taraflar dışında, kayden başka bir paydaş da mevcuttur.
Olayda, uyuşmazlığın niteliğine göre, sağlıklı ve hukuksal bir çözüme ulaşılabilmesi için öncelikle, 2 sayılı imar parselinin, hamur kuralı uygulanmak suretiyle hangi kadastro parsellerinden oluştuğunun tesbiti icap eder, özellikle imar çapı üzerinde bulunan binanın, esas davanın davalısı tarafından, imar uygulamasından önceki kadastro parseline mi, yoksa imar çapının oluşmasından sonra mı, inşa edildiğinin saptanması zorunludur.
İnşaatın, imar uygulaması sonucu oluşan, imar çapına yapıldığının anlaşılması durumunda, davanın, genel hükümler dairesinde paydaşın paydaş aleyhine açtığı elatmanın önlenmesi ve yıkım isteği olarak nitelenmesi, inşaatın imar çapı oluşmasından önce kadastro parseline yapıldığının belirlenmesi halinde ise; 6785 sayılı İmar Kanununun 42/C ve buna paralel hüküm getiren 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesi hükmü çerçevesinde sonuca ulaştırılması gerekir.
Bu yön gözetilmeksizin önceki kararda direnilmesi doğru değildir.
O halde usul ve yasaya uygun bulunmayan direnme kararı bozulmalıdır.
 
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 20.10.1993 gününde oybirliği ile karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini