 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 1993/48
Karar No: 1993/149
Tarih: 07.04.1993
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "şuf'a davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Yalova Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 20.11.1991 gün ve 218-899 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine;
Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 21.4.1992 gün ve 2552-5520 sayılı ilamı:
(.. İade-i Muhakeme yolu ile ortaklığın giderilmesi davasının yeniden görülmesini istemiş, mahkeme talebin reddine karar vermiş, Davacının temyizi üzerine verilen karar dairemizce onanarak kesinleşmiştir.
Şuf'a hakkı taşınmazdaki payın tapudaki temliki ile doğar ve satın alan 3. kişiye o pay kaça mal olmuş ise o bedel üzerinden diğer paydaşa satın alma hakkı veren inşai bir haktır. Şuf'a hakkının tapuda yapılan satışın öğrenilmesinden itibaren bir ay içerisinde kullanılması gerekir. Bu davada halli gereken husus davanın bir aylık hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı hususu tesbitinde toplanmaktadır. Olayımızda şuf'alı payın ilişkin bulunduğu taşınmaz hakkında açılan ortaklığın giderilmesi davasında dava dilekçesi, yapılan araştırma sonunda davalının adresinin bulunmaması nedeniyle H.U.M.K.nun 428 ve nizamname 46 maddelerine göre 25.4.1989 tarihinde ilanen tebliğ edilmiştir. İlan tarihinden itibaren şuf'a davasını davacının hak düşürücü 1 aylık süreyi geçirdikten çok sonra 6.4.1990 tarihinde ikame ettiğinden bu dava süresinde açılmamıştır. Bu itibarla davanın süre yönünden reddine karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile kabul edilmesi usul ve yasaya aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve direnme kararının verildiği tarih itibariyle H.U.M.K.nun 2494 sayılı Yasa ile değişik 438/son fıkrası hükmü gereğince duruşma isteğinin reddine karar verilip dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı (BOZULMASINA) 7.4.1993 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.