Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 1993/420
Karar No: 1993/707
Tarih: 10.11.1993

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
DAVA : Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonucunda; Ankara 4. İş Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 30.1.1992 gün ve 1656-37 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay Onuncu Hukuk Dairesi'nin 5.11.1992 gün ve 010126 sayılı ilamı ile;
..Davacı, yurtdışında yapmış olduğu tedavi giderlerinin davalı Kurum'dan tahsiline karar verilmesini istemektedir. Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasa'nın 32/E maddesi olup, anılan maddeye göre yurtdışı tedavi giderlerinin sigortalıya ödenebilmesi için yurtiçinde tedavinin mümkün olmayıp, ancak yabancı bir ülkede kısmen veya tamamen mümkün görülen ve malullük halinin önlenebileceği veya önemli oranda azaltılabileceği hususunun Kurum sağlık tesisleri sağlık kurulu raporuyla tespit edilmesi gerekir. Sağlık kurulu raporuna ilgililerce itiraz halinde Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu'nun meseleyi kesin olarak kararlaştıracağı aynı maddenin hükümlerindendir. Davada, açıklanan bu prosedüre uyulmadan yurtdışına gidildiği gözönünde tutulmaksızın davanın reddi, yerine kabul yolunda hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.." gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
 
KARAR : Hastalanan davacı, 18.10.1990 gününde tedavi olmak amacıyla Sosyal Sigortalar Kurumu Ankara Hastanesi'ne başvurmuş ve bu Hastane'nin kendisini sevk ettiği Ankara Tıp Fakültesi İbni Sina Hastanesi'nde 22.10.1990-09.11.1990 tarihleri arasında yattıktan sonra "Takayaşu Hastalığı" teşhisiyle taburcu edilerek bir hafta istirahat raporu verilmiştir. Sosyal Sigortalar Kurumu'nca bu rapor onaylanmıştır. Ancak, raporda yeniden muayene kaydının bulunmamasına rağmen, davacı istirahatının bitiminden sonra Sosyal Sigortalar Kurumu Hastanesi'ni aracı kılmadan, kendiliğinden, tekrar muayene amacıyla Ankara Tıp Fakültesi İbni Sina Hastanesi'ne başvurması üzerine, hastanenin kardiyoloji anabilim dalı öğretim üyelerinin ittifakla verdikleri 28.11.1990 tarihleri raporda; "..artenitiz nedeni ile yapılacak olan cerrahi müdahaleler için yurtdışında bir merkeze sevki uygundur.." şeklinde görüş bildirilmiştir. Rapor üzerine davacının, 1.12.1990 tarihinde ABD'ye gittiği, 3.12.1990 günü "Teksas Kalp Enstitüsü Hastanesi'ne" yatırılarak kendisine "koroner damar Bypast ve karatis" amaliyatı yapıldığı ve sağlığına kavuşarak 28.12.1990 tarihinde yurda döndüğü tartışmasızdır. Davacı açtığı bu dava ile de yurtdışında yaptığı tedavi masraflarının davalı Kurum'dan alınmasını istemektedir.
Uyuşmazlık, davacının yurtdışı tedavi masraflarını davalı Kurum'dan istemeye hak kazanıp kazanamadığı noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 32/E maddesi uyarınca, yurtdışı tedavi giderlerinin istenebilmesi, şu koşulların birlikte gerçekleşmesine bağlıdır:
1 - Hastalığın anlaşıldığı tarihten itibaren 120 gün hastalık primi ödemiş olması,
2 - Hastalığın yurtiçinde tedavisinin mümkün görülmemesi,
3 - Tedavisinin yurtdışında tamamen veya kısmen; malullük hali söz konusu ise, malullük halinin tamamen veya kısmen önlenebilmesinin imkan dahilinde bulunması,
4 - Kurum sağlık tesislerinin yurtiçinde tedavisinin yapılamıyacağı, yabancı bir ülkede yapılabileceği yolunda rapor vermesi, rapora itiraz edildiği takdirde itirazın Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu'nca kesin olarak karara bağlanması,
Olayda, 120 günlük prim ödeme koşulunun oluştuğu tartışmasız ise de, diğer koşulların gerçekleşmediği görülmektedir. Zira davacı, Sosyal Sigortalar Kurumu sağlık tesislerinden rapor almaksızın yurt dışına gidip tedavi görmüştür. Kurum sağlık tesislerinden rapor alma olgusu yurtdışı tedavi giderlerini istemenin şekil şartıdır. 32/E maddesinin getiriliş amacı, yurtiçinde tedavisi mümkün görülen hastalığa yakalanan sigortalıların çok pahalı olduğu bilinen yurtdışı tedavi masraflarını ödemekten Kurum'u kurtarmaktır. Esasen Kurum, sigortalının tedavisi amacıyla çok büyük harcamalar yaparak sağlık tesisleri kurmaktadır. Açtığı bu tesislerde tedavi ettireceği sigortalıların yurtdışı tedaviye gidip oralarda tedavi görerek, tedavi giderlerini Kurum'dan istemeleri, Kurum'u gereksiz yere mali açıdan sıkıntıya düşürür. Hele halkımızın tedavilerin yurtdışında daha iyi yapıldığı yolundaki bilinen inancı dikkate alındığında böyle bir sınırlandırma getirilmediği takdirde tedavi amacıyla yurtdışına gitmek isteyenlerin sayısının artacağı ve Kurum'un sağlık sigortası giderlerini ödemekte güçlük çekeceği kuşkusuzdur. Böyle bir sıkıntının cezasını da diğer prim ödeyen sigortalıların çekeceği söz götürmez. İşte bu durumu gözönünde tutan yasa koyucu, tedavi için yurtdışına gidip gelişleri disiplin altına almak için sözü edilen Yasa'nın 32/c maddesini getirme gereğini duymuştur. Esasen bu madde 3395 sayılı Yasa'nın 3. maddesiyle 20.6.1987 tarihinde, 506 sayılı Yasa'nın kapsamına alınmıştır. O tarihten önce Yasa'da yurtdışı tedavileriyle ilgili herhangi bir hüküm yoktur. Bu belirsizlik uygulamada bazı kargaşaya ve yanlış anlamalara sebebiyet verdiği için madde bilinçli olarak vaz edilmiştir. Gerçekten gerek hükme dayanarak kılınan bilirkişi raporunda, gerek karar gerekçesinde Devletin sigortalıların tedavilerini en iyi şekilde yaptırması gereğinin Sosyal Güvenlik Hukuku'nun temel ilkelerinden olduğu öne sürülmüş ise de, Türkiye Cumhuriyeti Anayası'nın 65. maddesi hükümlerine göre devlet sosyal ve ekonomik alanlarda Anayasa ile belirlenen görevlerini, ekonomik istikrarın korunmasını gözeterek, mali kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde yerine getirir. Olayda, zaten devlet hastalanan sigortalıyı tedavisiz bırakmamaktadır. Tersine, yurt içinde tedavisi mümkün olanları yurtiçinde, olmayanları yurtdışında tedavi olabilmelerine olanak sağlamaktadır. Davada, davacı sigortalının, Sosyal Sigortalar Kurumu Sağlık tesislerinden rapor alma konusunda iyiniyetli olduğu söylenemez. Zira, Sosyal Sigortalar Hastanesi'ne başvurma imkanı mevcut iken, başvurmadan gitmiştir. Meselenin Hukuk Genel Kurulu'nda görüşülmesi sırasında bazı sayın üyeler, tedavinin yurtiçinde yapılmasının mümkün olup olmadığı konusunda mahkemece Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu'ndan görüş alınmak suretiyle araştırılıp incelenmesi gerektiğini ileri sürmüşlerse de çoğunluk tarafından bu görüş yukarıda da açıklandığı gibi davanın yasal dayanağı teşkil eden 32. maddede öngörülen rapor alma zorunluğu yurtdışı tedavi giderlerini istemenin şekil şartıdır. yine yasa koyucu, tedavi için yurtdışına gidip gelmeleri kontrol altında tutmak gayesiyle anılan hükmü getirmiştir. Öte yandan, böyle bir görüşün kabulü halinde maddi açıdan imkanı olanlar gidebilecek diğerleri gidemiyecektir. Esasen aynı maddeye koşut Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu'nda da hükümler mevcuttur.
Tüm bu değinilen konulardan başka Ankara Tıp Fakültesi İbni Sina Hastanesi Kardiyoloji Bölümü Anabilim Dalı tarafından verilen 28.10.1990 tarihli raporda tedavinin yurtiçinde yapılmasınınn mümkün olmadığına dair herhangi bir söz bulunmamakta, sadece ".. yapılacak olan cerrahi müdahaleler için yurtdışında bir merkeze sevki uygundur.." şeklinde görüş bildirilmektedir. Ülkemizde her türlü açık kalp ameliyatlarının yapıldığı bilinen gerçeklerden olduğuna göre, rapordaki belirsizlik daha iyi anlaşılmaktadır gerekçesiyle paylaşılamamıştır. Ne varki davacının talep etmiş olduğu yırtdışı tedavi giderlerini isteyemeyeceği açıklığa kavuşmuş ise de, kendisinin yurtdışında ameliyat edilerek tedavi gördüğü de açık bir olgudur. Bu kişi, yurtdışına gitmeseydi yurtiçinde Sosyal Sigortalar Kurumu Sağlık Tesislerinde veya orada değilse bile bir başka hastanede tedavi göreceği kuşkusuzdur. Bu durumda davacı yurtiçinde ameliyat olsaydı bu nekadar masrafı gerektirecek idiyse o kadar miktarı ve Kurum'dan isteyebilmesine imkan tanımak hak ve nesafet kurallarına uygun düşeceği açıktır. Zira, anılan hastanelerde ameliyat edilseydi ameliyat ve tedavi masraflarını Kurum ödemek zorunda kalacaktı. Bu itibarla, mahkemece davacının Kurum hastanesinde veya orada olmadığı takdirde lüzum göreceği diğer hastanelerde tedavisi için tedavi tarihindeki rayiç ve tarifelere göre ne miktar masraf yapılacağı hesabettirilmeli ve ortaya çıkacak miktara hükmedilmelidir.
Baştan beri açıklanan nedenlerle davacının, yurtdışı tedavi ücretlerini istemeyeceği gözönünde tutulmaksızın, masrafların tamamına hükmedilmiş olması doğru değildir. Bu yön gözetilmeksizin önceki kararda direnilmesi doğru değildir. O halde, usul ve yasaya uygun bulunmayan direnme kararı bozulmalıdır.
 
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.'nin 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, ilk görüşmede çoğunluk sağlanamadığı için 10.11.1993 günü yapılan ikinci görüşmede oyçokluğuyla karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini