 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 1993/410
Karar No: 1993/558
Tarih: 06.10.1993
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "boşanma" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Keles Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 26.9.1991 gün ve 1991/8 E. 1991/73 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 20.4.1992 gün ve 1992/4347-4599 sayılı ilamı:
(.. Her dava açıldığı günden önceki olaylara göre çözümlenir. Dava devam etmekte iken oluşan olay bu davada boşanma sebebi kabul edilemez. Davalının başka bir kişiye karşı davranışı daha önce karısına da aynı biçimde davrandığının karinesi olamaz.
Diğer olaylar sebebiyle:
Boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin müşterek hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa dinlenen davacının tanıklarının sözlerinin bir kısmı Medeni Kanunun 134/1. maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise sebep saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir. Bu itibarla davanın reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, M.K.nun 134. maddesinden kaynaklanan boşanma istemine ilişkindir.
Taraflar 18.11.1990 tarihinde evlenmişler ve evliliklerinden olma müşterek çocukları mevcut değildir. Evlenme tarihinden itibaren, evlilik birliğinin sürdürülmesinde esaslı unsurlardan bulunan sağlıklı bir cinsel birleşme, gerçekleşememiştir. Bunda davalı kocanın, davacı karısı üzerinde çok olumsuz etkiler yaratan davranışlarınınn neden olduğu anlaşılmaktadır. Olayda davalı kocanın devam eden bu tutumu yüzünden artık evlilik birliğinin, müşterek hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olduğunun kabulü gerekmiştir.
Bu itibarla, yerel mahkemece mevcut delillerin takdiri suretiyle, davanın kabul edilmesi, açıklanan gerekçelerle sonucu itibariyle doğrudur.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, gerekli temyiz ilam harcı peşin alınmış olduğundan başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 6.10.1993 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.