Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 1993/41
Karar No: 1993/145
Tarih: 07.04.1993

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
DAVA : Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 2. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 30.1.1992 gün ve 11624 sayılı kararın incelenmesi davacı tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 8.10.1993 gün ve 7241-7643 sayılı ilamı ile; (... Davacı taraf süresinde verdiği dilekçe ile karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
Taraflar arasında düzenlenen 23.2.1990 günkü sözleşmenin 4. maddesinde satış gerçekleşmediği taktirde satıcının ödediği paranın geri verileceği yazılıdır. Bu şartın paranın mark olarak aynen iade edileceği şeklinde olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Nitekim mahkemece de böyle kabul edilmiş ve bu karar davalı tarafından temyiz edilmemiştir. Sözleşme tapulu tapınmazın satışı ile ilgili olduğundan ve resmi şekilde düzenlenmediğinden geçersizdir. Taraflar geçersiz sözleşme nedeniyle aldıklarını geri vermek durumundadırlar. Davacı otel satın almak için Mark ödemiş geri alırken de mark olarak istemektedir. Akit mark üzerinden vaki olmuştur. Borçlar Kanunu'nun 23.11.1990 gün 3678 sayılı Kanunla değişik 83. maddesi hükmüne göre (yabancı para borcunun vadesinde ödenmemesi halinde alacaklı, bu borcu vade veya fiili ödeme günündeki rayice göre Türk Parası ile ödenmesini istiyebilir). Davacı ödeme günündeki Türk Parası karşılığını talep ettiğine göre anılan madde hükmü uyarınca 220.000 Markın ödeme günündeki Türk parası karşılığının ödetilmesine karar verilmesi gerekir. Mahkemece bu yön gözetilmeden temerrüt tarihindeki kur üzerinden hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. Kararın bu nedenle bozulması gerekirken yanılma sonucu onandığı bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından davacının karar düzeltme talebi kabul edilmeli, Dairemizin onama kararı kaldırılarak mahkeme kararı bozulmalıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
 
KARAR : Özel Daire ile yerel mahkeme arasındaki uyuşmazlık, Mark'ın aynen iadesi gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır. Taraflar arasındaki 23.2.1990 tarihli sözleşmeden, Mark'ın aynen geri verileceği anlaşılmaktadır. Çünkü bu sözleşme ile davacının davalılara satış bedeli olarak ödediği para Batı Alman Markı olup, tapu verilmediği takdirde paranın, yani Mark'ın geri verileceği öngörülmüştür. Tapulu taşınmazın satışı ile ilgili olan bu adli yazılı sözleşme geçersiz olduğundan ve tapu da verilmediğinden, davacının ödediği 220.000.- Mark'ın aynen iadesi gerekir. Borçlar Kanunu'nun 83. maddesinin 2. fıkrasından: Akit, tediye mahallinde kanuni rayici olmayan bir para üzerine varit olmuş ise aktin harfiyen icrası "aynen ödemek" kelimeleri veya buna muadil sair tabirat ile şart edilmiş olmadıkça borç vadenin kabulü günündeki rayiç üzerinden memleket parasıyla ödenebilir." denilmiştir. 1983 yılında kabul edilen 23 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ve ondan sonraki kararnamelerle dövizle tasarruf serbest bırakıldığından, sözleşmede öngörülen aynen iade koşulu geçerli olup davalıları bağlar. Borçlar Kanunun 83. maddesinin ikinci fıkrası hükmüne göre sözleşmede aynen ödemek veya bu anlama gelen diğer sözler ile şart edilmemişse, yabancı para borcu, vade günündeki kur üzerinden Türk parası ile ödenebilir. Aynen ödeme koşulu bulunmayan sözleşmelerde, yabancı para borcunun vade günündeki kur üzerinden Türk parası ile ödenmesine imkan veren bu hükmün, uygulamada, yabancı para alacaklıları aleyhinde sonuçlar doğurduğu görüldüğünden, 23.11.1990 tarihinde yürürlüğe giren 3678 sayılı Kanunun 29. maddesiyle Borçlar Kanunun 83. maddesinde bir fıkra eklenerek; yabancı para borcunun vadesinde ödenmemesi halinde alacaklının, bu borcun vade veya fiili ödeme günündeki rayice göre Türk parası ile ödenmesini isteyebileceği, kabul edilmiştir. Bu hüküm, yabancı para borcunun ayne ödenmesi şart edilmeyen sözleşmeler hakkında getirilmiş bir hüküm olup; aynı Kanunun geçici 1. maddesi gereğince, 23.11.1990 tarihinden önceki ilişkilerden doğan ve o tarihde halen görülmekte olan davalar hakkında uygulanamaz. Bu davadaki hukuki ilişki 23.2.1990 tarihinde kurulmuş ve dava 24.4.1990 tarihinde açılmış olduğundan 83. maddeye 3678 sayılı Kanunla eklenen fıkra hükmünün davada uygulama yeri yoktur. Ancak, sözleşmede aynen ödeme koşulu öngörüldüğünden ve bu koşul, sözleşmenin yapıldığı tarihte ve bugün dahi geçerli olduğundan, Mark'ın fiili ödeme günündeki rayice göre Türk parası ile ödenmesini isteyebilmek için, ek fıkra hükmüne dayanmaya gerek yoktur. Davacı, Mark'ın aynen ödenmesini istemekle, fiili ödeme günündeki rayice göre Türk parası ile ödenmesini istemiş demektir. Davalılar, 220.000 Markı aynen veya fiili ödeme günündeki rayice göre Türk parası ile ödemek suretiyle borçlarından kurtulabilirler.
Davacı, Mark'ın aynen iadesi ile birlikte ihtar tarihinden itibaren faize de hükmedilmesini istemiştir. Gerek Borçlar Kanununda gerekse 3095 sayılı Kanunda sadece Türk parası borçlarında temerrüt faizi öngörülmüştür. 23.11.1990 tarihinde yürürlüğe giren 3678 sayılı Yasanın 30. maddesi ile 3095 sayılı Kanunun Faiz ve Temerrüt Faizine ilişkin Kanunun 4. maddesinden sonra gelmek üzere 4/a maddesi eklenerek; sözleşmede daha yüksek akdi veya gecikme faizi kararlaştırılmadığı hallerde, yabancı para borcunun faizinde Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının uygulanacağı hükmü getirilmiş ise de; aynı Kanunun geçici 1. maddesi gereğince bu hükmün, 23.11.1990 tarihinden önceki ilişkilerden doğan ve halen görülmekte olan yabancı para ve faiz alacaklarına ilişkin davalarda uygulanması mümkün değildir. Bu nedenle davada ayrıca yabancı paranın temerrüt faizine hükmedilemez. Aynı geçici maddede alacaklıların bu Kanuna ve Borçlar Kanununun 105. maddesine göre munzam zarar talep etme hakları saklı tutulmuş ise de; davacı, faiz talebi dışında ayrıca ve somut olarak herhangi bir şekilde zarara uğradığını iddia ve ispat etmemiştir.
Bu gibi davalarda, talep edilen yabancı paranın dava tarihindeki rayice göre Türk parası karşılığı üzerinde ilam harcının ve avukatlık ücretinin hesap edilmesi gerekir.
Mahkemece, 220.000 Batı Alman Mark'ının aynen veya fiili ödeme tarihindeki efektif kur üzerinden Türk parası karşılığının davalılardan tahsiline karar verilmesi gerekirken, önceki kararda direnilmesi doğru değildir. O halde usul ve yasaya uygun bulunmayan direnme kararı bozulmalıdır.
 
SONUÇ : Davacı temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 7.4.1993 gününde oyçokluğuyla ile karar verildi.
 
KARŞI OY YAZISI
3678 sayılı kanun 14.11.1990 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Sözleşme 23.02.1990 tarihinde yapılmıştır. Davacı söz konusu Kanunun geçici  1. maddesi uyarınca davada BK'nun 105. maddesine göre munzam zarar isteyebileceğine göre direnme doğrudur. Genel Kurul Kararı davalı yararına usuli kazanılmış hakka da aykırıdır.
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini