 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 1993/393
Karar No: 1993/547
Tarih: 29.09.1993
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "gaiplik" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 29.5.1992 gün ve 564-306 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine;
Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2.11.1992 gün ve 10416-10646 sayılı ilamı: (... Her alakadar, kaybolan kimsenin ölü veya sağ olduğunun hakim tarafından hükmedilmesini talep edebilir (Medeni Kanun md.42). Davacı Medeni Kanunun 639. maddesine dayalı olarak tescil davası açtığına göre bu davayı açmakta aykırıdır....) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Temyize konu "gaiplik" davası, İstanbul 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin verdiği yetkiye dayanılarak açılmıştır.
Mahkemelerce verilen yetkiye dayalı olarak açılan davalarda, davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığından söz edilemez. Ancak, alınan yetkiye istinaden açılan davaya bakan mahkeme de, mutlak olarak bu davayı kabule zorunlu tutulamaz.
İlgilisine usuli kazanılmış hak sağlamamış bulunan mahkeme "ara kararları"ndan dönülmesi de mümkündür.
Belirtmek gerekir ki, M.K.'nun 639/II. maddesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil davasında, husumetin, tapu maliki veya yasal mirasçılarına yöneltilerek yürütülmesi asıldır.
Olayda, kayden malik görünen Osman oğlu Bekir'den alınan mirasçılık belgesine göre, adı geçen malikin 1340 yılında öldüğü ve yasal mirasçılarının bulunduğu anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlığın niteliğine göre de, davanın yasal mirasçılara yöneltilmesi zorunludur.
Bu durumda, H.U.M.K. ile Tebligat Kanununun ilgili ve çok açık hükümleri çerçevesinde işlem yapılması gerekirken, neticede çok ağır sonuçlar doğuracağı hemen muhakkak olan ve büyük olasılıkla da kök murisin çocuklarının mirasçılarının yeniden dava açmalarını kaçınılmaz kılacak ve uyuşmazlığın bitmesine değil, uzamasına neden olabilecek şekilde kayıt malikinin mirasçıları hakkında gaiplik kararının alınmasının istenmesi doğru değildir.
Bu itibarla, mahkemece mevcut deliller değerlendirilmek suretiyle davanın reddedilmesinden bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
O halde, usul ve yasaya uygun olan direnme kararı onanmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle (ONANMASINA), yapılan ikinci görüşmede salt çoğunlukla karar verildi.