Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 1993/392
Karar No: 1993/508
Tarih: 07.07.1993

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
DAVA : Taraflar arasındaki "tapu iptali ve tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Erciş Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 30.12.1991 gün ve 1988/107 E., 1991/272 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine;
Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 15.9.1992 gün ve 1992/6780-7930 sayılı ilamı:
(.. Vasiyetnameyi düzenleyen Sulh Hakimi, noter veya memur aslını ya da onaylı örneğini saklamakla yükümlüdür (M.K.484). Saklama yükümlülüğü ölüm zamanına kadar hatta ölümün öğrenilmesine kadar devam eder. Ölüm zamanında çıkan vasiyetname iptalini gerektirir bir eksiklik içinde olsa bile, hemen Sulh Mahkemesine verilir. Bu yükümlülük vasiyetnameyi yanında bulunduran herkes için geçerlidir. Vasiyetnameyi alan Hakim tereke için derhal gerekli önlemleri alır (M.K.535). Vasiyetnameyi açar (M.K. 536). Bundan sonra mirasta hak sahibi olanların herbirine vasiyetnamenin kendilerini ilgilendiren bölümlerini tebliğ eder (M.K. m.537). Vasiyetle mirasçı seçilmiş olupta hakları yasal mirasçılar veya tarihi eski olan bir kazandırma ile hak sahibi olanlar tarafından açıkça itiraza uğramayan kimseler tebliğden bir ay geçtikten sonra Sulh Hakiminden mirasçılıklarını gösteren bir resmi belgenin verilmesini isteyebilirler. (M.K.538).
Bunlar da Kanuni mirasçılar gibi miras bırakanın halefi olurlar ve terekeye dahil hakları başkaca bir işleme tabi olmadan kendiliğinden iktisap ederler. (M.K.539/2). Ancak Vasiyetname ile kendilerine muayyen mal vasiyet edilenler aynı durumda değillerdir. Bunlar vasiyet yolu ile terekeden şahsi bir hak edinirler (Vasiyeti tenfiz memuru). Vasiyeti ifa ile mükellef olan varsa ondan, yoksa Kanuni ve mansup mirasçılardan muayyen şeyin teslimini isteme hakkına sahiptirler (M.K.541). Kendilerine muayyen mal vasiyet edilenler Medeni Kanunun 633. maddesinden yararlanamayacakları gibi, Kanuni ve mansup mirasçıların Tapu sicil memuru önünde mülkiyeti nakleden bir irade açıklamaları olmadan tapuda işlem yapılamaz. Bunun dışında Medeni Kanunun 642. maddesi uyarınca mülkiyetin kendisine aidiyeti hakkında alacağı ilam üzerine hakim tarafından tescilin icrası için yazılan bir tezkere ile vasiyetnameyi ibraz ederek taşınmaz malın lehtar adına tescili sağlanabilir. Vasiyetnamenin butlan def'i her zaman dermeyan olunabilir (M.K.501/2).
Görüldüğü üzere vasiyetname hükümlerinin yerine getirilebilmesi için öncelikle Sulh Hakimi tarafından yukarıda açıklanan şekilde açılıp itiraza uğramamış olması gerekir.
Somut olayda vasiyetnameden yararlanan davalı vasiyetnameyi doğrudan tapu memuruna götürerek kendisine vasiyet edilen taşınmazların adına intikalini sağlamıştır. Bu şekilde yapılan mülkiyet intikali tapu malikine, hak sahiplerine karşı ileri sürülebilecek mülkiyet hakkı vermez.
Diğer yönden vasiyetnamenin iptal davası, davacısının ölüme bağlı işlemin geçersizliğini öğrendiği günden bir yıl ve her halde vasiyetnamenin açıldığı tarihten beş sene geçmekle zamanaşımına uğrar (M.K. m. 501). Şu halde vasiyetname ile oluşan hakka karşı açılacak davaların zamanaşımının başlaması vasiyetin açıklanan kurallara uygun olarak açılmasına bağlıdır. Vasiyetname Yasal kurallara uygun olarak açılmadığına göre, Davalının zamanaşımı savı Yasal dayanaktan yoksundur.
Davacı tapu kayıtlarının  düzeltilmesini istemiştir. Ancak dava zamanaşımı nedeniyle red edildiğinden Mahkemece esas ilişkin inceleme yapılmamıştır.
Dayanaktan yoksun taşınmaz mal intikalinin iptali işleminin zamanaşımına tabi olmadığı Medeni Kanunun 501. maddesiyle öngörülen koşullar gerçekleşmediği halde davanın zamanaşımı sebebiyle red edilmiş olması usul ve yasaya hükümlerine aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
 
KARAR : Dava, geçersiz vasiyetnameye istinaden dava konusu taşınmazlarla ilgili olarak davalı adına intikalen oluşturulan tapu kayıtlarının, iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Dava, miras bırakan Faki Kasım Demiral miras şirketine, tayin edilen mümessil tarafından yürütülmüştür. Davalı, mirasçı olmayıp üçüncü şahıs durumundadır. Miras bırakan Faki Kasım, Adilcevaz Noterliğinde düzenlenen 7.7.1967 gün ve 372 Y. nolu vasiyetname ile tapuda kendi adına olan çekişmeli taşınmazlara ait hisselerini, davalıya vasiyet etmiş ve 1.4.1972 tarihinde de ölmüştür.
Vasiyetnameden yararlanan davalı, 1978 yılında vasiyetnameyi elden ve doğrudan doğruya tapu memurluğuna ibraz suretiyle vasiyet konusu taşınmaz malların mülkiyetinin adına geçirilmesini sağlamıştır. Oysa, tapuda, taşınmaz mal tescil şartlarını düzenleyen Tapu Sicil Nizamnamesinin 19/2. maddesinde, vasiyet halinde intikalin söz konusu olduğu durumlarda, eğer tescil bir musaleyh tarafından dermeyan ediliyorsa, hakimler tarafından tescil icrası için yazılan bir tezkere ile vasiyetnamenin musaddak suretinin gerekli bulunduğu, hükmüne yer verilmiştir. Her ne kadar bir vasiyetnamenin geçerliliğinin kabulü için Sulh Hakiminin onayı zorunlu değilse de vasiyetnameye istinaden tapuda yapılacak mülkiyet intikallerinin tescilli işlemlerinde yetkili hakim yazısı veya yine hakimce verilmiş bir belgenin ibrazı gerekir. Kaldı ki intikale esas alınan ve muayyen mal vasiyetini öngördüğü anlaşılan vasiyetname M.K. 482/2. maddesi koşullarını da taşımamaktadır. Ayrıca da ölüme bağlı tasarrufların iptali ile ilgili olarak açılacak iptal davalarında zamanaşımını düzenleyen M.K. 501. maddesinin son fıkrasında, butlan iddiasının def'i yoluyla her zaman ileri sürülebileceği hükme bağlandığı gibi, geçersiz olmakla dayanaktan yoksun bulunan dava konusu taşınmaz malların tapuda yapılan intikal işlemine yönelik dava da, genel hükümler dışında, zamanaşımına tabi tutulamaz.
Bu durumda davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken önceki kararda direnilmesi doğru değildir.
O halde usul ve yasaya uygun bulunmayan direnme kararı bozulmalıdır.
 
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı (BOZULMASINA), 7.7.1993 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini