Hukuki.NET

T. C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E:1993/2-964
K:1994/219
T:20.04.1994

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
KARAR
Taraflar arasındaki "eşya iadesi, alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; A... 1.Asliye Hukuk mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 20.10.1992 gün ve 1991/186-1992/714 sayılı kararın incelenmesi taraf vekillerince istenilmesi üzerine, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 23.02.1993 gün ve 274-1697 sayılı ilamı ile; (...Davada ispat yükü davacıya aittir (M.K.m.6). Davacı, davanın konusunu oluşturan ziynet eşyalarının evlenme sırasında kendisine hediye olarak takıldığını ispat edememiştir. İbraz olunan 07.02.1988 günlü senedin de dava ile alakası bulunmamaktadır. Video kaseti de tek başına davanın kabulü için yeterli değildir. O halde mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN:Davacı vekili ve Davalı vekili
 
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, evlenme nedeniyle örf gereci davacı kadına verilen, ziynet eşyalarının aynen iadesi, olmadığı takdirde bedelinin alınması istemine ilişkindir.
Temyize konu dava, taraflar arasında şiddetli geçimsizlik sebebine dayalı olarak önce açılıp görülerek kabulle sonuçlanan boşanma davacından sonra ikame edilmiştir. Davacı kadın, davalılardan İsa ile evlenmeleri nedeniyle kendi yakınlarınca verilen takıların önce görülen boşanma davası sırasında aynen iade edildiğini ancak eşi tarafının ve bir kısım dostlarının taktıkları takıların ise kendine geri verilmediğini ileri sürerek temyize konu davayı açmıştır. Davalılar, davada zamanaşımı bulunduğunu, hak iddia edilen takıların düğünde davalıya takılmadığını, takılmış olsa bile evi terk ederken beraberinde götürdüğünü kaldı ki boşanmaya davacı kadının, kusuru nedeniyle karar verildiğini ve bu eşyalar ile ilgili olarak bağıştan dönme koşullarının gerçekleştiğini savunarak davaya karşı çıkmışlardır. Gerçekten evlenme nedeniyle kadına aileler ve yakınlarınca takılan ziynet eşyaları, ülke gerçekleri ve yöresel geleneklere göre bir yerde kadının geleceğinin güvencesidir. Bu nedenledir ki kadının oluşan şartlar altınca müşterek evi terk ederken geleceğinin güvencesi olan ziynet eşyalarını, beraberinde götürdüğünün kabulü gerekir. Ancak, kadının müşterek yuvadan ayrılışı, iradesi dışında cebir ve şiddete maruz kalması sonucu veya takıları düşünmesinin, olayların doğal akışı içeririnde kendisinden beklenemeyecek derecede açık bulunan bir sebeple gerçekleşmesi halinin, önceki kabulün bir istisnası olduğu kuşkusuzdur. Somut olayda da davacı, kadının eşi tarafından tedavi için hastaneye götürülmesini takiben tekrar müşterek eve getirilmeden babası evine bırakıldığı belirlenmiş durumdadır. Ne var ki davalı, davaya karşı çakarken savunmasını yukarıda açıklanan 3. nedene dayandırmıştır. Bunların her birinin incelenmesinde izlenmesi gereken yol diğerinden farklıdır ve savunmada dayanılan sebepler yekdiğerine karşı çelişkilidir. Bu durumda olayda sağlıklı çözüme ulaşılabilmesi için öncelikle davalıya, savunmasında hangi nedene dayandığının açıklattırılması ve o çerçevede göstereceği delillerin toplanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden önceki kararda direnilmesi doğru değildir. O halde usul ve yasaya uygun bulunmayan direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Mümeyyizlerin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 20.04.1994 gününde, oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Davacının evden ayrılma biçimi, davalının davaya karşı verdiği cevap göz önünde tutulduğunda., dava konusu edilen ziynet eşyasının davacı tarafından sabit olan bir vakadır. Yargıtayın yerleşmiş kararları da bu yöndedir. Bu nedenle artık ziynet eşyasının davacı tarafından götürüldüğü hususunda tanık dinlenemez. Tanık sadece eşyanın niteliği ile ilgili olarak dinlenebilir. Bu konuda dinlenen tanıkların beyanı ile video bandı ile birlikte değerlendirilerek isteği; kapsamı belirlenmelidir. Bu nedenle çoğunluğun, bunun dışındaki konularda da tanık dinlenebileceği biçimindeki görüşüne katılamamaktayım.
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Alacak tahsil] Vekalet sözleşmesinde zamanaşımı süresi başlangıcı 
  • 23.04.2024 00:24
  • [Mirasçılık] Abilerim babamı sokağa atıyor. Dedem tapuyu abilerimin üzerine yapmış. 
  • 22.04.2024 06:30
  • [Boşanma davaları] Vasi ataması hk. 
  • 18.04.2024 09:43
  • Beraat sonrası yurtdışı çıkış yasağı kaldırma sorunu 
  • 16.04.2024 15:18
  • [İcra takipleri] Icrada borçlunun yaptiği işlem zamanaşimini keser mi? 
  • 16.04.2024 14:18


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini