 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 1993/2-115
Karar No: 1993/437
Tarih: 9.6.1993
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- BOŞANMA DAVASI ( Kusurlu eş )
- KUSURSUZ EŞ ALEYHİNE BOŞANMA DAVASI
743/m.134
DAVA VE KARAR : Taraflar arasındaki "boşanma" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bursa 4. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 22.10.1991 gün ve 1990/1158-1991/701 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 7.5.1992 gün ve 1992/4832-5210 sayılı ilamı;
( ... Bilindiği kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, müşterek hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir . Oysa dinlenen davacının tanıklarının sözlerinin bir kısmı Medeni Kanunun 134/1. maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir. Bu itibarla davanın reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek boşanmaya karar verilmesi usul ve Kanun'a aykırıdır... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle, Hukuk genel Kurulunun 25.12.1991 gün 543/663, 18.3.1992 gün 65/189 sayılı kararlarında da vurgulandığı üzere, M.K.'nun 134. maddesine göre boşanmayı isteyebilmek için tamamen, ya da kısmen kusursuz olmaya gerek olmayıp, daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için, davalının çok az dahi olsa belli bir kusurunun varlığı ve bunun ispatlanması kaçınılmazdır. Somut olayda ise evlilik süresinde, davalı kadına atfı kabil hiçbir kusur gerçekleşmemiş olduğuna göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi Usul ve Yasa'ya aykırıdır. O halde direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı (BOZULMASINA), oybirliğiyle karar verildi.