 |
T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 1993/1-80
K. 1993/201
T. 26.05.1993
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA ve KARAR : Taraflar arasındaki "tapu iptali ve tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Sarıkaya Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 4.6.1990 gün ve 1984/591-1990/231 sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından isetinilmesi üzerine;
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'nin 28.10.1991 gün ve 8326-12160 sayılı ilamı:
( ... Tüm dosya içeriğinden, dava edilen taşınmazların, davacnının murisine ait iken miras bırakandan alınan 1983/76-217 sayılı veraset ilamı uyarınca mirasçılar adına intikal yapıldıktan sonra davalıya satıldığı, bu veraset ilamına göre, davacının miraçı olmadığı, davacı tarafından daha sonra hasımsız alınan veraset ilamına göre de, davacının mirasçı olduğu ve ortada aynı miras bırakana ait birbiriyle çelişkili iki aynı veraset ilamı olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davacıya intikali sağlıyan verasetin iptali ve yeni veraset belgesi verilmesi için, hasımlı veraset davası açması için süre verilmesi ve bu davanın sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu husus gözönünde tutulmadan, yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI:
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gere görüşüldü:
Dava, miras hakkının saklandığı iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Dava konusu taşınmazların, mirasbırakan Süleyman Ünsal'dan kaldığı tartışmasızdır. Mirasçılardan Zülfikar Ünsal'ın mirasbırakın Süleyman'dan aldığı 28.12.1983 tarihli hasımsız veraset ilamında davacı Kemal Can mirasçı görülmemektedir. Ne var ki bu mirasçılık belgesi ile çekişmeli taşınmazlara ait tapuda, intikal yapılmış ve aynı tarihte davalılara satış suretiyle temlik gerçekleştirilmiştir. Davacı Kemal Can ise mirasbırakan Süleyman'dan aldığı 22.11.1984 tarihli hasımsız mirasçılık belgesinde mirasçı olarak görülmektedir. Bu mirasçılık belgesi de temyize konu tapu iptali davasına dayanak yapılmıştır.
Hemen belirtmek gerekir ki mirasçıların mirasçılık sıfatlarının belirtilmesi istemi ile hasımsız olarak açacakları dava nedeniyle verilen mirasçılık belgesi kararı, bir nizasız kaza ( çekişmesiz yargı ) kararı niteliğindedir. Bu hususta hukuk öğretisi ve yargısal kararlarda tam bir görüş birliği vardır. Nizasız kaza kararları, şekli bakımdan kesinleşmiş olsalar bile maddi hukuk açısından kesin hüküm teşkil etmezler. Bu nedenledir ki kanuni bir gerçek olarak kabulleri mümkün değildir. Daha sonra bu kararların gerçeğe aykırı ve yanlış olması durumunda kararı veren mahkemece değişitirlebilecekleri gibi nihayet tespit edici nitelikte oldukları cihetle nizalı kaza ( çekişmeli yargı ) mahkemelerini bağlayıcı güçleri de yoktur ( Prof. Dr. İsmet Sungurbey, Medeni Hukuk Sorunları, 1984, 5. cilt, s. 421-423 ). Aksi sabit oluncaya kadar geçerli olduğu belirtilmek suretiyle verilen hasımsız mirasçılık belgesi klasik alamda bir ilam da değildir. İlam kavramı yalnız çekişmeli yargıya ait bir terim olup, çekişmesiz yargıya yabancıdır. Her zaman aksi iddia ve ispat edilebilir. Yapılan işlemin tam bir dava olarak nitelemek de yerinde olmaz. Nizasız kaza yoluyla alınan kararlar hiçbir zaman maddi anlamda kesin karar niteliğini taşınmaz ( Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, cilt 2, s.2167 ve Nizasız Kaza s. 180 vd. )
Mirasçılık belgesi verilesine ilişkin olarak mahkemece yürütülen işlemler sonucu verilen kararlar tespit edici nitelikte, çekişmesiz yargı kararı olduğundan bu tür kararın verilemesine dair isteklerde asıl olan ihtilafın yokluğudur. Somut olayda mirasbırakan Süleyman'dan ayrı tarihlerde hasımsız olarak alınan ve yekdiğerine aykırı içerikte bulunan iki mirasçılık belgesi mevcuttur. Bu itibarla davacıya, mirasçılık sıfatının ve murise teb'an aktif dava ehliyetinin varlığının belirlenebilmesi için, çekişmeli taşınmazların intikalini sağlıyan mirasçılık belgesinin iptali ve yeni mirasçılık verilmesi ve sonucuna göre hareket edilmesi gereğine işaret eden ve Hukuk Genel Kurulunca da aynen benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi doğru değildir. O halde Usul ve Yasa'ya uygun bulunmayan direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı ( BOZULMASINA ) oybirliğiyle karar verildi.