Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 1993/1-382
Karar No: 1993/497
Tarih: 30.6.1993

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
  • İNANÇLI MUAMELE ( Taraf muvazaası )
  • TARAF MUVAZAASI ( İnançlı muamele )
 
818/m.18,81
 
DAVA VE KARAR : Taraflar arasındaki "muarazanın men'i, tapu iptali ve tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; BALIKESIR Asliye 1. Hukuk Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 14.11.1991 gün ve 1988/267 Esas, 1991/1138 Karar sayılı kararın incelenmesi davalılardan Hasan Bozkuş vekili tarafından istenilmesi üzerine;
Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 15.7.1992 gün ve 1992/92729507 sayılı ilamıyle:
( ... Davacı, çekişmeli 521 parselde kayıtlı taşınmazda, davalı Hasan Bozkuş tarafından inşa edilen binada, kendisine satılan 1/4 payın, kredi temini ve işler için diğer davalıya verilen vekaletnameye dayanılarak, eski kayıt malikine satış suretiyle temlikinin aldatmaya dayalı bulunduğunu ileri sürerek, belirtilen paya hasren tapunun iptali ve adına tescili isteminde bulunmuştur. davalılar, davacıya yapılan 16.11.1984 tarihli temlikin Emlak bankasından kredi temini amacına yönelik bulunduğunu, gerçek satış olmadığını savunmuşlar, savunma dayanağı olarak "Mukavele" başlıklı davacı imzasını taşıyan 12.7.1984 tarihli belgeyi sunmuşlardır. Davacı kabulünde olmamakla birlikte imzası inkar, aksi de belgeyle ispat edilmeyen söz konusu "Mukavele"nin içeriği itibariyle savunmayı aynen doğruladığı görülmuktedir. Sözü edilen bu belgeye göre yanlar arasındakı ilişki, davalı Hasan Bozkuş'un tapudaki temlik beyanının kredi temini amacını taşıdığı halde, satış gibi bir nedene dayalı olması ile irade ve beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilen "Muvazaaya" dayanmaktadır. Burada muvazaa akdin konusuridadır.
Belirtilen bu şekli ile öğretide ve bir kısım yargı kararlarında "inançlı işlem" olarak nitelendirilen ilişkide tarafların amacı, mülkiyetin kredi sağlanması için temlikidir. Bu temlikte, temlik eden, taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkını, mülkiyeti devretmiş olmak için değil de, sırf aralarında öngörülen kredi temini hususunun yerine getirilmesini sağlamak için devretmektedir. İnançlı işlemde, inanılan kimseye mülkiyetin geçirilmesiyle sınırsız bir yetki tanımakta fakat inanç anlaşması onun bu yetkisini sınırlamaktadır. Aralarındaki anlaşma gereğince, amaca ulaşınca ( olayda kredi temin edilince ) kayıt maliki, mülkiyetini kazanmış olduğu şeyi sahibine geri vermek yükümlülüğü altına girmektedir. Somut olayda, 12.7.1984 tarihli inanç anlaşması uyarınca, aynı tarihte düzenlenen vekaletnameye dayanarak davalı Hatice Bozkuş, davacı adına sözleşme gereğini yerine getirmiş,çekişmeli taşınmazı eski kayıt maliki Hasan Bozkuş'a satış yoluy-la iade etmiştir. Ne var ki, davacı için olduğu kadar, davalı Hasan bozkuş yönünden de bağlayıcı bulunan 12.7.1984 tarihli inanç anlaşması gereği-nin bu davalı tarafından tam anlamıyla yerine getirilip, getirilmediği dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. BK.81. maddesi hükmü karşısında, kendi edimini yerine getirmeyen veya yerine getirme teklifinde bulunmayan tarafın, diğer taraftan borcunun yerine getirmesini , istemeye hakkı bulunmadığının kabulü gerekir.
Davalı Hasan Bozkuş'un davacı namına T.Emlak Kredi Bankasına verilen krediyi kullandığı sabittir. Kuşkusuz bankaya karşı kayden davacı görünürse de, asıl borçlu davalıdır. Kredi borcunun tamamen ödenip ödenmediği ve kimin tarafından ödeme yapıldığı yeterince açıklığa kavuşturulmamıştır. Bu yoldaki banka yazıları çelişkilidir.
Hal böyle olunca, değinilen hususlar hakkında gerekli araştırma yapılarak tüm delillerin yukarıda sözü edilen ilkeler doğrultusunda değerlendirilmesi ve sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru bulunmamıştır... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI:
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalılardan Hasan Bozkuş vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı ( BOZULMASINA ) oybirliği ile karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Suçlar] Dolandırıcılık mı hukuki ihtilaf mı 
  • 25.04.2024 13:09
  • [Alacak tahsil] Vekalet sözleşmesinde zamanaşımı süresi başlangıcı 
  • 23.04.2024 00:24
  • [Mirasçılık] Abilerim babamı sokağa atıyor. Dedem tapuyu abilerimin üzerine yapmış. 
  • 22.04.2024 06:30
  • [Boşanma davaları] Vasi ataması hk. 
  • 18.04.2024 09:43
  • Beraat sonrası yurtdışı çıkış yasağı kaldırma sorunu 
  • 16.04.2024 15:18


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini