 |
T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 1993/18.64
K. 1993/425
T. 9.6.1993
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA VE KARAR : Taraflar arasındaki "634 sayılı Yasa'nın uygulanması" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 13. Sulh Hukuk Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 30.12.1991 gün ve 1009-1640 sayılı kararın incelenmesi davalı tarafından istenilmesi üzerine;
Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin 27.5.1992 gün ve 3250-4671 sayılı ilamı:
( ... Kat malikleri kurulunun arsa payı ve paydaş çoğunluğu ile aldıkları 29.1.1990 tarihli karar apartmanın üzerine inşa edildiği arsanın bir bölümünün otopark olarak kullanılmasını öngörmüştür.
Bilirkişi tarafından incelenen mimari proje ile dosya içine konulan yönetim planında bu boşluğun bahçe olarak tahsis edildiği konusunda hiç bir kayıt bulunmamaktadır. Yönetim planının "apartman bahçesinde ve ortak yerlerinde kümes hayvanı dahil herhangi bir hayvan beslenemeyeceğine ilişkin 6. maddesinde bahçeden söz edilmesi park olarak kullanılan yerin bahçe tahsisli olduğu anlamına gelmez. Kat Mülkiyeti Kanunun uygulanması bakımından tahsis ancak ya proje ile ya da yönetim planı ıle veya bu Kanundan doğan zorunluk sebebi ile mümkündür. 0 nedenle mahkemece 6. maddesindeki ifadeye dayanılarak park yeri olarak kullanılmasına karar verilen yerin bahçe tahsisli olduğu kabul edilerek davanın reddi doğru değildir.
Kat Mülkiyeti Kanununun 42. maddesi hükmü karşısında ilke olarak; bahçe olarak tahsisi bulunmayan bu yere otopark yapılmasının kat maliklerinin sayı ve arsa payı çoğunluğu ile karar verebilecekleri ve bu konuda verilen 29.1.1990 tarihli kararın da geçerli olduğu kabul edilmelidir.
Ancak, arsa boşluğunun otopark olarak kullanılması halind.e ona yakın bağımsız bölüm sakinlerinin rahatsız olmamaları da söz konusudur. Bilirkişi raporunda halen park yeri olarak kullanılan yerin apartmah dış duvarına 10 metre mesafede bulunduğu belirtilmiş ise de, bu konunun ne suretle sağlandığı anlaşılamamıştır. Mahkemece otoların park ettıği yer ile ana gayrimenkulün dış duvarı arasında 8-10 metrelik mesafe boşluğunu sağlayacak tedbirin ne olabileceği bilirkişiden sorulmalı ve bu tedbirin uygulanması sağlandıktan sonra otopark olarak kullanımın yasal bir sakıncası bulunmadığı cihetle davanın reddine karar verilmelidir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI:
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedeniere ve özellikle, binanın imardan tasdikli mimari projesi ve yönetim planı içeriğinden dava konusu yerin özel amaca tahsisli ortak yerlerden bulunduğu anlaşılmadığına göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, öncekı kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalının temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı ( BOZULMASINA ) ilk görüşmede çoğunluk sağlanamadığı için,ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dava yönetim planında bahçe olarak belırlenen yerin 29.1.1990 günlü kat malikleri kurulu toplantısında ittifak yerine ekseriyetle alınan bir kararla oto park olarak kullanılmasına karar verilmesi, kurul kararındaki imzaların bir kısmının yönetici tarafından atıldığı bu itibarla kararın iptali ve yaratılan muarazanın önlenmesi istemine ilişkindir.
Bu olayda çekişme mahkemenin kabul ettiği kat mülkiyeti kanunundaki yönetim planı ile ilgıli 28. madde hükümlerinin mi yoksa, Yüksek Daire bozmasında belirtilen 42. madde hükümlerimi uygulanacaktır, noktasında toplanmaktadır.
Kat Mülkiyeti Kanunu 4. maddesinde ortak yerler başlığı altında herhalde ortak yer sayılan yerler ve şeyler bir bir sayılmış son fıkrasında da sayıllanların dışında kalıpta yine ortaklaşa kullanma, korunma veya faydalanma için zaruri olan diğer yerler ve şeylerinde ( Ortak yer ) konusuna gireceği açıklanmış, madde ilk cümlesindede ortak yerlerin konusu sözleşme ile belirtilebilir denmiştir. Maddeye göre, herhalde ortak yer ve şeylerin dışında kalan yine ortaklaşa kullanma, korunma veya faydalanma için zaruri olan diğer yerler ve şeylerinde kat maliklerinin sözleşmesi ile ( Ortak Yer ) konusuna gireceği kabul edilmiştir. Maddede her halde ortak yer ve şeyler olarak sayılanlar arasında Bahçe yoktur. Ana gayrimenkulün mimari projesinde ayrıca ayrılmış bir bahçe yoksada kat malikleh sözleşmeleri ile her halde ortak yer olarak sayılan yerler ve şeylerin dışında kalan yeri bahçe olarak kullanma veya faydalanmak için ortak yer konusu kabul edebilirler. Kat Maliklerinin 'bizim bahçe olarak belirlediğimiz ve bildiğimiz yer bahçe olarak kullanılacak veya faydalanılacaktır demeleri ve kabul etmeleri kafidir. Böyle bir kabul içeriğinde tahsis zaten vardır. Belirlenen yer bahçe olarak kullanmaya veya faydaranmaya ayrılmış, yani tahsis edilmiş demektir. Böyle bir kabulün dışında ( Tahsis ) başka ne şekilde ifade edilir? Olayımızda davaya konu teşkil eden ana gayrimenkulün yönetim planı 6'ncı maddesi "Apartman bahçesinde ve ortak yerlerinde kümes hayvanı dahil her hangi bir hayvan beslenmiyeceğine" ilişkindir. Maddede ( Apartman bahçesinden ) söz edilmektedir. Yönetim planını imzalayan tüm kat malikleri ( Her ne kadar Ana gayrimenkulün mimarî projesinde bahçe yoksada ) kendileri sözleşme ile yukarıda arzedilen ortak yer konusuna giren ve bütün kat maliklerinin arsa payı oranında malik olacakları bir kısım yeri bahçe olarak kullanmak ve faydalanmak için belirtmişler yani burası bahçe olarak kullanılacaktır diye zımmen tahsiste bulunmuşlardır. Bu belirlenen yerde çiçek, ağaç, yeşillik vesaire olmayabilir. Yani bildiğimiz manada bu gün için bir bahçe olmayabilir. Ama belki ileride bu hale getirilir veya getirilmez. 0 ayrı bir şey fakat ortak yere konu teşkil eden bu yer bahçe olarak belirlenmiş yani tahsis edilmiştir. Nitekim davalı yönetici Belediyeye Müracaatında ( Halen bahçe olarak kullanılan ) bu yerin otopark olarak kullanılmasına müsaade istemiştir. Bu durumda yönetim planında apartman bahçesi olarak sözü edilen yerin bahçe olarak ayrıldığı ve fiilende bahçe olarak kullanıldığı davalı yönetici başvurusuylada kanıtlanmaktadır. Kaldı ki, davanın konusuda yönetim planında bahçe olarak belirlenen yerin otopark olarak kullanılmasına karar veren ve yasal çoğunluğu sağlamayan kat malikleri kurulu kararının iptaline ilişkin bulunmaktadır.
Kat mülkiyeti kanunu 28. maddesi yönetim planının neleri içerdiğini belirttikten sonra yönetim planının bütün kat maliklerini bağlayan bir sözleşme olduğunu, yönetim planında hüküm bulunmayan hallerde ana gayrimenkulün yönetiminden doğacak anlaşmazlıklarda bu kanuna ve genel hükümlere göre anlaşmazlığın karara bağlanacağını açıkça belirtmiştir. Davadaki ana gayrimenkulün yönetim planı sözü edilen kanunun 12.maddesi uyannca bütün kat maliklerince imza edlen ve bütün kat maliklerini bağlayan bir sözleşmedir. Bu sözleşmenin 6. maddesinde ortak yere konu teşkil eden bir apartman bahçesi kabul edilmiştir. Bu kabul bir tahsistir. Yeni belirlenen bu yer bahçe olarak kullanılacaktır. Bahçe olarak kullanılmasını veya faydalanılmasını sözleşme ile kabul eden tüm kat maliklerinin bu sözleşmede değişiklik yapmaları yani yönetim planının buna ilişkin kesimini değiştirmeleri kanaatımca yönetim planında değişiklik olup bu değişı'kliğin yapılmasında da kat mülkiyeti kanununun 28. maddesine göre, kat maliklerinin Beşte Dördünün oyu şarttır. Dava konusu ana gayrimenkulde 16 bağımsız bölüm bulunduğuna göre bahçenin otoparka dönüşmesi için en az 13 oy şarttır. Oysa kat malikleri 10 oyla karar ^ermişlerdir. Bu bakımdan sözü edilen kurul kararı geçersizdir. Kaldı ki, 10 oya ait imzaların bir kısmının yönetici tarafından atıldığı iddia olunmuş mahkemenin kabulüne göre, bunun incelenmesine lüzum olmadığından bu .husus incelenmemiş, ancak Yüksek Özel Daire incelenmeyen bu iddiayı gözardı ederek çoğunluk kararının bu bakımdan da geçerli olduğunu kabul etmiştir.
Kat Mülkiyeti Kanunu 42. maddesi ortak yerlerde yararlı olan yenilik ve ilavelerden söz etmektedir. Bunları
1-Ortak yerlerin düzgün halde kullanılması
2-Daha rahat ve kolay hale getirilmesi
3-Ortak yerlerden elde edilecek faydanın çoğaltılmasıdır. Bunlar içinde kat maliklerinin sayı ve arsa payı çoğunluğu yeterlidir. Olayımızda ana gayrimenkulün yönetim planında bahçe olarak belirlehen ve fiilende o şekilde kullanılan ( Tahsis edilen ) yerin kat malikleri kumlu kararıyla Otoparka çevrilmesi yani 42 maddede belirtilen yenilik ve ilavelerin yapılması mevzubahis olmayıp aksine tüm kat maliklerinin yararlandığı ortak yere koruı bahçenin yalnızca oto sahibi olan bir kısım bağımsız bölüm maliklerinin yararlanacağı bir yer haline dönüştürülmesi demektir.
Kat Mülkiyeti Kanununda 13.4.1983 gün ve 2814 sayılı yasa ile değışiklik yapılması düşünüldüğünde değişiklik tasarısı hükümet önerisinde 42. maddeye bir fıkra eklenmesi istenmiştir. Bu öneride;"İmar mevzuatına göre, elverişli olduğu takdirde ortak yer olan bahçenin ( Dikkat, bahçe olarak tahsis edilmiş yer denmemektedir. ) Otopark durumuna çevrilmesi bu maddedeki koşullar dairesinde yapılır. Yani pay ve paydaş çoğunluğu karar için geçerlidir." Gerekçesinde ise:"Özellikle büyük kentlerdeki önemli bir sorunda kat maliklerinin otolarını park edecek yer bulamamalandır. Ana gayrimenkulün bahçesinin buna elverişli olmasına rağmen bir kısım kat maliklerinin itiraz etmeleri dolayısıyla bu sorun çözümlenememektedir. Kat Mülkiyeti Kanunu 42. maddesine eklenen bir fıkra ile bu konunun halline imkan sağlanmıştır." denmiş, Milli Güvenlik Kurulu Adalet Komisyonunca da bu fıkra kabul edildiği halde Danışma Meclisinde tasarının görüşülmesi sırasında bufıkra maddeden çıkarılmıştır. Şu hale göre, kanun koyucu bahçenin otoparka 42. maddedeki pay ve paydaş çoğunluğu ile çevrilmesini kabul etmemiştir. Yüksek Özel Dairenin aksine düşüncelerle 42. maddeye dayanarak pay ve paydaş çoğunluğuna dayalı dava konusu kat malikleri kurulu kararını geçerli kabul etmesi kanun koyucunun görüşüne, amacına ters düşmektedir ve doğru değildir.
Diğer taraftan, yönetim planında bahçe olup fiilinde o şekilde kullanılan ve faydalanılan yer Dairenin kabulü gibi bir an için ( Arsa boşluğu ) kabul edilse dahi bu yerin otoparka çevrilmesi kat mülkiyeti kanununun yukarıda sözü edilen 4. maddesine göre sözleşme ile belirtilebilir. Aynı Yasanın 19/2 maddesi uyarınca da bütün kat maliklerinin rızası olmadıkça ana gayrmenkulün ortak yerlerinde tesis yapılamaz.
Yukanda arzedilen nedenlerle Yüksek Özel Daire bozma kararı yasaya uygun bulunmadığından mahkeme kararının onanması kanaatında olup sayın çoğunluğun bozma kararına karşıyım.
Y.Servet Kitiş
S.Hukuk Dairesi Uyesi