 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E:1993/16-950
K:1994/218
T:20.04.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
YARGITAY KARARI
Taraflar arasındaki "kadastro tesbitine itiraz" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda S... Kadastro Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 11.04.1991 gün ve 1987/131-1991/47 sayılı kararın incelenmesi taraf vekillerince istenilmesi üzerine, Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 05.10.1992 gün ve 1991/10346-1992/11117 sayılı ilimi ile; (...Mahkemece taşınmazın tamamı davalı M. Kamil G... adına tesciline karar verilmiş ise de, dosyada mevcut fotoğraflardan ve uzman ziraatçi bilirkişinin 26.04.1988 günlü raporundan taşınmazın bir kısmının kültür arsası olarak kullanıldığı, diğer kısmının ise taşlık yer olup, halen ziraat arazisi olarak kullanılmadığı anlaşılmaktadır. Vergi kaydı mülkiyet belgesi değildir. Zilyetlikle biri esmedikçe hukuki değer taşınmaz. Bu itibarla davalının halen zilyet edindiği ve ziraat arazisi olarak kullandığı, kullanma süresinin tespit tarihine kadar 20 yılı dolduran kesiminin davalı adına tescil edilmesi, bakiyesinin ise Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN:Davacı Hazine Vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, kadastro tesbitine itirazdır.
Davacı Hazine, kadastroca vergi kaydı, zilyedlik ve satın almaya dayalı olarak davalı adına tesbit edilen dava konusu 74 parsel sayılı taşınmasın, vergi kaydı miktar fazlası kısmının Hazineye ait olduğunu ileri sürerek, bu yere ait tesbitin iptalini talep etmiştir.
Gerçekten çekişmeli taşınmasın tesbitine esas alınan 1937 tarih ve 301 numaralı vergi kaydı, hükme dayanak tutulan bilirkişice düzenlenen 10.04.1991 günlü krokide belirtildiği üzere doğu, batı ve güney yönlerinden taşınmazı çevirmekte ancak Hazine yeri olduğu belirtilen Kuzey yönde açık kalmaktadır. Bu durumda kural olarak vergi kaydının kapsamı, miktarı ile geçerli olmak gerekir. Yine dayanak krokide Kuzey yönün taşlık, kayalık bulunduğuna ilişkin belirtme mevcuttur. Bu itibarla olayda hukuksal ve sağlıklı sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece izlenmesi gereken yol mahallinde yeniden uzman bilirkişi aracılığıyla keşif yapılması, vergi kaydı kapsamının kesin olarak saptanması, bunun dışında kalan kısmın ise hukuksal nitelimi itibariyle özel mülkiyete konu teşkil edebilecek yerlerden olup olmadığının belirlenmesi ve bilahare zilyetlikle edinme koşullarının gerçekleşmiş olup olmadığının araştırılması ve taşınmazın belirlenen hukuksal niteliğine göre hasıl olacak sonuç dairesinde karar verilmesinden ibarettir. Bu yön gözetilmeksizin eksik inceleme ile çözüme ulaşılamaz. O itibarla bu hususlar düşünülmeksizin verilen direnme kararı usul ve yasaya uygun bulunmadığından bozulmalıdır.
SONUÇ:Davacının vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 425. maddesi gereğince BOZULMASINA, 20.04.1994 gününde oybirliği ile karar verildi.