 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 1993/119
Karar No: 1993/426
Tarih: 09.06.1993
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Fatih 1. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 10.10.1990 gün ve 258-978 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine;
Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 3.3.1992 gün ve 14446-2596 sayılı ilamı:
(.. Dava, haksız şikayet nedeniyle manevi tazminata ilişkindir. Davalı yersiz olarak ve muhtemelen borcunu ödememek için davacıya toplanan paraları zimmetine geçirdiği biçiminde dilekçeler verip hakkında soruşturma açılmasına neden olmuştur. Bu durum karşısında davalı takdir edilecek manevi tazminatla sorumlu tutulmalıdır.
Yerel Mahkemece olayın bu gelişimi gözönünde tutulmaksızın davalının yasal şikayet hakkını kullandığı gerekçesiyle davanın reddedilmiş olması bozmayı gerektirir..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Hak arama hürriyeti T.C. Anayasası'nın 36. maddesinde ifadesini bulan temel haklardandır. Bu kabulün doğal sonucu olarak da herkes meşru vasıta ve yollardan yararlanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma hakkına sahiptir. Ancak yine Medeni Kanunun başlangıç bölümünde yer alan medeni hakların kapsamına ilişkin ikinci maddenin 2. fıkrasında, bir hakkın sırf gayri izrar eden suistimalini kanun himaye etmez hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda ise dosya içeriğinden davalı kat malikinin, açıkça apartman ortak giderleri ile ilgili parasal yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle davacı yöneticiyi haksız şikayette bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda davacı yararına uygun bir miktarda manevi tazminat takdir edilmesi gereğine işaret eden ve Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı (BOZULMASINA), 9.6.1993 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.