 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1992/737
K: 1993/13
T: 27.01.1993 Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Sivas 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 10.6.1991 gün ve 215-255 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine;
(... Borçlar Kanunu'nun 113. maddesine göre asıl borç ödemeyle sakıt olduğu takdirde feri borçlarda sakıt olur. Maddenin 2. fıkrasına göre evvelce işleyen faizlerin istenebilmesi için ana para alınırken faiz hakkının saklı tutulması veya halin icabından anlaşılmış olması gerekir. Mahkemece ana para ödenirken davacının faiz hakkını saklı tuttuğu tesbit edilmeden davanın kabulüne karar verilmesi,
Kabule göre de; 3095 sayılı Kanun'un 3. maddesine göre faize faiz yürütülmeyeceği düşünülmeden ayrıca faize hükmedilmesi, doğru görülmemiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkeme'ce önceki kararda direnilmiştir.
KARAR : Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, mahkeme'ce hüküm altına alınıp kesinleşen tazminat bedelinden doğan faiz istemine ilişkindir.
Kesinleşen tazminatın davalı Belediyece, davacıya 16 taksit halinde ve değişik miktarlarda ödendiği hususunda taraflar arasında bir uyuşmazlık yoktur. B.K.nun borçların sukutu başlığını taşıyan 113 ncü maddesinin birinci fıkrasında, asıl borcun tediye ile veya sair bir surette sakıt olması halinde, fer'i hakların da sakıt olacağı ilke olarak vurgulandıktan sonra ikinci fıkrasında, evvelce işleyen faizleri talep hakkının saklı tutulduğu beyan edilmiş veya hal icabından anlaşılmış olması durumu fer'i hakkın isteminde ayrık bırakılmıştır.
Somut olayda, faiz alacağına esas teşkil eden tazminat tam olarak davacıya ödenmemiştir. Ana alacak ödenmediğinden, fer'i hakkın sakıt olması düşünülemez. Ana alacağın, taksitler halinde bölüm bölüm ödenmesi durumunda da, her bir ödeme sonunda faiz talep etme ile ilgili fer'i hakkın saklı tutulduğunu ayrıca belirlemeye gerek yoktur. Bu durumda B.K.nun 84/1. maddesi hükmü de gözetildiğinde yerel mahkemece mevcut delillerin değerlendirilmek suretiyle davanın kabul edilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. O halde usul ve Yasa'ya uygun bulunan direnme kararı onanmalıdır.
SONUÇ: : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle (ONANMASINA) oybirliğiyle karar verildi.
|