 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1992/72
K: 1992/191
T: 18.03.1992
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "kayıt tashihi (nesebe itiraz)" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Diyarbakır 3. Asliye Huku Mahkemesince davanın reddine dair verilen 18.10.1990 gün ve 1989/19 E-1990/438 K. sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine;
Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 18.3.1991 gün ve 1991/1870-4909 sayılı ilamı:
(.. Dava 554 sayılı Kanun hükümlerine göre Mehmet oğlu Musa Koyuncu'ya ait Nüfus siciline yazılmış, davalının bu kişi ve nüfus idaresi aleyhine açılan Diyarbakır Asliye 2. Hukuk Mahkemesinin 1988/87 E. sayılı dava sonunda Mehmet oğlu Musa üzerindeki kaydın iptali ile bu davanın davacılarının murisi Hüseyin oğlu Musa Koyuncu siciline yazılmasına karar verilmiştir. Bu kararda Hüseyin oğlu Musa veya mirasçıları hasım olmadığından o karar davacılar yönünden bir sonuç doğurmaz. Davacılar veya murisleri aleyhine 554 sayılı kanun uyarınca usulüne uygun tamamlanmış bir işlemde yoktur. Böyle olunca davanın kabulü gerekirken değişik gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR :Davacılar, miras bırakanları kardeşleri Hüseyin oğlu Musa Koyuncu'nun kayden bekar ve çocuksuz olarak öldüğünü, ancak; davalının 554 sayılı af kanunu hükümlerine göre kaydedildiği Mehmet oğlu Musa Koyuncu'ya ait nüfus sicilinden, Diyarbakır 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin kararı ile çıkarılarak miras bırakanları Hüseyin oğlu Musa'nın hanesine kaydedildiğini ileri sürerek, yasal dayanaktan yoksun olan bu tescil işleminin iptalini istemişlerdir. Gerçekten davalının, nüfus idaresi ve 554 sayılı Yasa gereğince nüfusuna kaydedildiği Mehmet oğlu Musa'yı hasım göstererek açtığı dava sonunda verilen kararın Hüseyin oğlu Musa'nın mirasçıları bulunan davacılar, davada taraf olmadıklarından, kendilerini bağlamayacağı kuşkusuzdur.
Ne var ki, davacılar Hüseyin oğlu Musa mirasçılarının açtığı temyize konu iptal davasına davalı karşı çıkmış ve Diyarbasır 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen kararın Yasal dayanağı bulunduğunu, nesebin bu yolla düzeltilmesinin doğru olduğunu savunmuştur. Bu savunmanın olayda M.K.nun 249. maddesinde ifadesi bulunan nesebin hakim hükmüyle düzeltilmesi isteğini de kapsadığının kabulü gerekir. Bu kabulün uyuşmazlığın niteliği ve usul ekonomisinin gereği olduğu da kuşkusuzdur. Kaldı ki yasa koyucunun 1933 yılından beri hemen her 5-6 yılda bir çıkardığı Kanunlarla evlilik dışı doğan çocukların, neseplerinin düzğün hale getirilmesi için imkan tanıdığı da gözardı edilemeyecek bir olgudur.
Bu itibarla mahkemece iddia ve savunma doğrultusunda deliller toplanıp dinlenen tanık beyanları değerlendirilmek suretiyle hüküm kurulması doğrudur. Bu yöne değinen direnme yerindedir.
Ne var ki Özel Dairece M.K.nun 249. maddesi yönünden tanık ifadeleri gözönüne alınmak suretiyle esasa ilişkin temyiz itirazları incelenmemiştir. Bu itibarla dosya gerekli tetkikat yapılmak üzere Özel Dairesine gönderilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın 2. Hukuk Dairesine 0önderilmesine, 18.3.1992 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.