 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1992/691
K: 1992/756
T: 23.12.1992
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 8. İş Mahkemesince davanın sendikal tazminat olarak kısmen kabulüne dair verilen 1.10.1991 gün ve sayılı kararın incelenmesi Davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine;
Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 24.2.1992 gün ve sayılı ilamı ile:
(.. Davacı, işçi çalıştığı Ankara'daki işyerinden sendikal sebeple Ankara dışında ve başka bir iş kolunda kurulu bir işyerine atandığını, bu atamanın durdurulması ve eski işine iadesi için işverene 4.5.1990 tarihli dilekçe ile başvurduğunu, işverenin ise, bu haklı talebi kabul etmiyerek hizmet aktini feshe ettiğini iddia ederek ihbar ve kötüniyet tazminatlarına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece yukarıda tarihi yazılı davacının dilekçesinin üçüncü bendinde yer alan "atama yazısını iptal etmez ve haksız feshin gereklerini yerine getirmezseniz 1475 sayılı Yasanın 16. maddesi gereğince haklı fesih hakkını kullanıyorum" ibaresi esas alınarak davacının iş aktini feshettiği ve bu feshe bağlı kıdem tazminatı almış olduğu vurgulanıp, feshin tamamen sendikal sebeplerden ileri geldiği ve hatta iş kolunu değiştirme yoluna gidilmesi işlemi 2821 sayılı Yasanın 31. maddesinin üçüncü fıkrasına aykırı olduğu ve dava dilekçesindeki kötüniyet tazminatı isteminin sendikal tazminat olarak kabul edilerek sendikal tazminata karar verilmiştir. Olayın bu cereyan şekline göre davacı, ihbar ve kötüniyet tazminatı isteyemez. O halde, ihbar ve kötüniyet tazminatlarının reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde istek dışına çıkılarak ve isabetsiz bir tavsifle 2821 sayılı Sendikalar Kanununun 31. maddesine göre sendikal tazminata karar verilmiş olması usul ve Yasaya aykırıdır..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle dava dilekçesinin içeriğinden isteğin, 1475 sayılı İş Kanununun 13. maddesinden kaynaklanan ihbar ve kötüniyet tazminatı olduğu, 2821 sayılı Sendikalar Kanununun 31. maddesine dayalı sendikal tazminat talebi mevcut bulunmadığı duraksanmayacak biçimde anlaşıldığına göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA 23.12.1992 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Davacı, davalı işverenin kendisinin sendikal faliyetleri nedeniyle tazminat istemiştir.Ancak dava dilekcesinin sonuç bölümünde bunu kötü niyet tazminatı olarak acıklamıştır.
Hukuk Usulu Mahkemeleri Yasası'nın 74. maddesine göre mahkeme taraflarının dayandığı olgulara (vakıa) ile bağlıdır.Bu olgulara göre uygulanacak hukuk kuralını belirlemek hakime aittir.Başka bir deyişle hakim tarafların dayandıkları hukuk kuralları ile bağlı değildir.(HUMK.nun 76).Bu nedenle mahkemenin davacının dayandığı olgulara göre uygulanacak hukuk kuralını kendiliğinden belirlemesi doğrudur.
Diğer taraftan çoğunluk görüşü "dava ekonomisi kuralına" da aykırıdır.Çünkü bu dava reddedildikten sonra davacının Sendikalar Yasası'nın 31. maddesine dayanarak dava açma hakkı vardır.
Tüm bu nedenlerle sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.