Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1992/658
K: 1992/748
T: 23.12.1992

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
DAVA : Taraflar arasındaki "boşanma ve manevi tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda .... Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın faiz hususundaki isteğin reddine dair verilen ... gün ve .... sayılı kararın incelenmesi davalı .... tarafından istenmekle (konuyu inceleyen) Yargıtay 2. Hukuk Dairesi .... gün ve .... sayılı ilamı ile; (.... Medeni Kanun'un 143/2. maddesi "boşanmaya sebebiyet vermiş olan hadiseler, kabahatsiz karı veya kocanın şahsı menfaatlerini ağır bir surette haleldar etmiş ise hakim manevi tazminat namiyle muayyen bir meblağa hükmedebilir" hükmünü getirmiştir.
Dava, 3444 sayılı Yasanın ek 1/C maddesinde ifadesini bulan fiili ayrılığa dayanılarak ikame edilmiştir. Mahkemece de boşanma isteği münhasıran bu çerçeve içersinde değerlendirilmiş ve eşlerin 1974 yılından beri ayrı yaşadıkları kabul edilerek boşanmaya karar verilmiştir.
Davalı ise, 24.1.1989 tarihli dilekçesiyle Ankara .... Asliye Hukuk Mahkemesi'nde boşanmadan bağımsız bir dava açmış ve kocasının başka kadınla ilişkiye girdiğini bu sadakatsiz tutumun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiğini vurgulayarak manevi tazminat istemiştir. Görüldüğü gibi manevi tazminatın hukuki dayanağını Medeni Kanunun 143/2. maddesi değil Borçlar Kanunu'nun 49. maddesi teşkil etmektedir. Artık bu hali ile boşanma dosyası ile birleştirilen bu davayı boşanmanın feri niteliğinde görmeye imkan yoktur.
Aksi düşünce evlilik devam ederken eşlerin birbirleri aleyhine bu nitelikte bir dava açamayacakları sonucuna götürür ki, böyle bir düşüncenin hukuk sistemimizle bağdaştırılması mümkün değildir.
Evlilik birliğinin sağladığı manevi çıkarlar ve mutluluk kişinin manevi değerlerindendir. B. Kanununun 49. maddesinin himayesi altındadır. Mahkemenin manevi tazminata hükmetmesinde bir isabetsizlik yoktur. Ancak birleştirilen dosyada davacı durumda olan kadın manevi tazminat yanında faiz de istemiştir. Verilen tazminatın dayanağı haksız fiildir. Bunun istenebilmesi için ayrı bir temerrüt ihtarına gerek yoktur. Ne varki dilekçede başlangıç olarak bir tarih belirtilmemiştir. O halde işin özelliği de dikkate alınarak dava tarihinden geçerli olmak üzere Yasal faize ve kabul edilen kısım üzerinden tarife uyarınca vekalet ücretine de hükmedilmesi gerekir.
Temyiz incelemesi sırasında bu yön gözden kaçmış ve hüküm onanmış olmakla davalının karar düzeltme isteğinin kabulü ile onama kararının kaldırılması ve hükmün yukarıdaki gerekçe ile bozulması gerekmiştir..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı vekili Av..............
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği düşünüldü:
 
KARAR : Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, karı-koca arasındaki boşanma davası görülmekte iken, davalı kadın tarafından harcı verilerek davacı koca aleyhine ayrıca açılan manevi tazminat davası nedeniyle hüküm altına alınan tazminat miktarı üzerinden, faize karar verilip verilemeyeceği, verilmesi halinde, başlangıç tarihinin dava tarihi mi yoksa boşanma kararının kesinleşmesi tarihi mi olduğu noktalarında toplanmaktadır. Gerçekten B.K.nun 49. maddesinde "şahsiyet hakkı hukuka, aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık, manevi tazminat namı ile bir miktar para ödenmesini dava edebilir" hükmüne yer vermiştir. Genel nitelikteki bu hükümden ayrı olarak, boşanma halinde tazminat başlıklı M.K.nun 143. maddesinde özel bir düzenleme getirilmiş ve maddenin 2. fıkrası da boşanmaya sebebiyet vermiş olan hadiseler, kabahatsiz karı veya kocanın şahsi menfaatlerini ağır bir surette haleldar etmiş ise, hakimin manevi tazminat namı ile muayyen bir meblağa hükmedebileceği belirtilmiştir. Öncelikle ifade etmek gerekir ki faiz, zararın bir rüknüdür. Manevi tazminat isteyen davacı da faiz isteğinde bulunmuş ve bu isteği reddeden yerel mahkeme kararına, bu nedeni ileri sürerek temyiz etmiştir.
Olayda faizin başlangıç tarihinin saptanabilmesi için ise, harcını vererek kocası aleyhine ayrıca manevi tazminat davası açan ve bu davası, kocası tarafından aleyhine açılmış ve yürütülmekte olan boşanma davası ile birleştirilerek birlikte görülen manevi tazminat davasında, dayanılan maddi vakıaların değerlendirilmesi ile anlaşılabileceği açıktır. 24.1.1989 hakim havale tarihli manevi tazminat istemine ilişkin dava dilekçesinde, manevi tazminat isteğinde bulunan eşin, kocasının 3444 sayılı Yasa değişikliğinden yararlanarak aleyhine açtığı boşanma davası sırasında manevi tazminat isteği ile kocası aleyhine ikame ettiği karşılık davanın 10 günlük süre geçirilmiş olması dolayısıyle red edilmesi sonucu temyize konu davayı açmak zorunda kalınıldığı ifade edilmiştir. yine dilekçede tazminat davasının tarafları ve olayları aynı olması itibariyle, boşanma davası ile birleştirilmesi istenilmiş ve kocanın başka bir kadınla sürdürdüğü ilişkisini aleni hale getirip topluluğa onu kendi eşi gibi takdim ettiği, bütün maddi ve manevi imkanlarını birlikte yaşadığı kadına verip kendisini yalnızlığa terk ettiğini, boşanma sonucu ise bu davranışlar nedeni ile uğrayacağı aşikar olan elem ve eziyet karşılığı manevi tazminat talebinde bulunduğu duraksanmayacak biçimde belirlenmiştir. Görüleceği üzere manevi tazminat isteği tamamen M.K.nun 143/2. maddesinden kaynaklanmaktadır. Bu istek boşanmanın eki niteliğindedir. kural olarak da bu nitelikteki tazminat alma hakkı ancak boşanma kararının kesinleşmesi ile doğabilir. Bu itibarla açıklanan hususlar gözetilmeksizin kadın aleyhine hüküm altına alınan manevi tazminat bedeli üzerinden boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren faize de hükmedilmesi gerekirken, alacağın bir parçası olup istekte bulunduğu halde faize hükmedilmemesi doğru değildir.
O halde, usul ve yasaya uygun bulunmayan direnme kararı bozulmalıdır.
 
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, ilk görüşmede çoğunluk sağlanamadığı için, 23.12.1992 günü yapılan ikinci görüşmede bozmada oybirliği nedeninde oyçokluğu ile karar verildi. 
  KARŞI OY YAZISI
Davalı kadının manevi tazminata ilişkin isteği Borçlar Kanunu'nun 143. maddesine dayanmaktadır. Çünkü davalının amacı "boşanmaya sebebiyet vermiş hadiselere" dayanarak ortaya çıkan durumun yarattığı zararı gidermektedir. Bu nedenle manevi tazminata uygulanacak faizin tarihi bu duruma göre değerlendirilmelidir.
Manevi tazminat hükmedilebilmesi için manevi zararın gerçekleşmesi gerekir; faizin de, kural olarak, bu tarihten işleyeceği kabul edilmelidir. Manevi zararın doğması ruhsal bütünlüğünün bozulmasına bağlıdır. Bu da boşanma hükmünün verildiği anda gerçekleşir. Deneylerle elde edilen bilgilere, başkaların mantığına ters düşmeyecek değerlendirmelere göre manevi zararı oluşturan "ruhsal bütünlüğün bozulması" yani üzüntü olgusu boşanma kararının verildiği anda doğar; ancak manevi tazminatı isteyebilme hakkı hükmün kesinleşmesine bağlıdır.
Bu nedenlerle boşanma nedeniyle hükmedilecek manevi tazminatlara hüküm tarihinden faiz yürütülmelidir.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Suçlar] Dolandırıcılık mı hukuki ihtilaf mı 
  • 25.04.2024 13:09
  • [Alacak tahsil] Vekalet sözleşmesinde zamanaşımı süresi başlangıcı 
  • 23.04.2024 00:24
  • [Mirasçılık] Abilerim babamı sokağa atıyor. Dedem tapuyu abilerimin üzerine yapmış. 
  • 22.04.2024 06:30
  • [Boşanma davaları] Vasi ataması hk. 
  • 18.04.2024 09:43
  • Beraat sonrası yurtdışı çıkış yasağı kaldırma sorunu 
  • 16.04.2024 15:18


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini