 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1992/654
K: 1993/114
T: 10.03.1993
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "tesbite itiraz" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (Kocaeli Kadastro Mahkemesi)nce davanın reddine dair verilen 29.11.1989 gün ve 83-269 sayılı kararın incelenmesi davacı Hazine vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 16. Hukuk Dairesi'nin 14.11.1990 gün ve 3799-15343 sayılı ilamıyla; (... Bozmadan sonra yapılan keşifte nizalı taşınmazın Ermenilerden kaldığı bilirkişiler ve davalı tanığı tarafından haber verilmiştir. Yitik kişilerden kalan yerler zilyetlikle iktisap edilemez. Mahkemece bu yön dikkate alınarak taşınmazın Hazine adına tapuya tesciline karar verilmek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden: Davacı Hazine vekili.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Davacı Hazine tapulamaca belgesizden davalı adına tesbit edilen dava konusu 2.180 m2 yüzölçümlü 427 parsel sayılı Kavak fidanlığı cinsindeki taşınmazın, dere ile ark arasında kalan Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden bulunduğunu ve zilyedlikle kazanılamayacağını ileri sürerek, davalı adına olan tesbitin iptali ile Hazine adına tesbit ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazda zilyedlik araştırması yapılmasına dair Özel Daire bozma kararına uyulmuş ve yeniden yapılan keşfi takiben dava reddedilmiştir.
Çekişme konusu taşınmazın, orman sayılmayan yerlerden olduğu ve ormanla bir ilgisinin bulunmadığı kesinleşmiştir.
Yine, tartışmasız olan bir husus da, 427 parsel sayılı taşınmazın, idari sınırları içerisinde bulunduğu köyün, Ermenilerden kaldığı ve 1922 yılından Ermenilerin bu yeri terk etmelerini takiben 1924 yılında Drama'dan gelen mübadil göçmenlere iskanen tahsis edildiğidir.
Gerçekten, yasalar gereği Devlete intikal eden taşınmaz malların, kazandırıcı zamanaşımı yoluyla mülk edinilmesi mümkün değildir.
Hemen belirtmek gerekir ki, bir taşınmazın salt Ermeni köyü sınırları içerisinde bulunması, onun Ermeni bir şahıstan kaldığını ve zilyetlikle kazanılmasının mümkün olmadığını kabule yeterli değildir. Taşınmazın, terkten önce bir Ermeni'nin özel mülkü olduğunun kanıtlanması gerekir.
Ermeni köyü idari sınırları içerisinde bulunmasına karşın, bir Ermeni'nin özel mülkü olmayan, ancak zilyedlikle kazanılması mümkün olan bir taşınmazın koşulları mevcutsa, zilyedlikle edinilmesini engelleyen bir yasa hükmü yoktur.
Somut olayda; Özel Daire bozmasından sonra yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanığın, doğum ve göçmen olarak köye geliş tarihleri itibariyle, bu yerin evveliyatını bilebilecek durumda bulunmadıkları aşikardır.
1924 ve sonraki yıllarda mübadil olarak gelen Dramalı Türklere, köydeki özel mülk konusu taşınmazlar, iskanen dağıtıma tabi tutulmuştur. Çekişmeli yerin dağıtım suretiyle bir şahsa verilmediği anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, uyuşmazlığın niteliğine göre olayda sağlıklı ve hukuksal bir çözüme ulaşabilmesi için - davacı Hazinenin bu yer hakkındaki savı da gözetilerek - komşu taşınmazların tesbitine esas alınan dayanak kayıt ve belgelerin tesisinden itibaren tüm tedavüllerinin getirtilerek, sınırlarda bir değişiklik olup olmadığının denetlenmesi suretiyle, mahalline uygulanması ve çekişmeli taşınmaz yönünü ne okuduklarının belirlenmesi, iskan dağıtım cetvellerinin incelenmesi, taşınmazın hukuksal niteliğini saptanması ve kazandırıcı zamanaşımı yoluyla mülk edinilmesinin mümkün olup olmadığının araştırılması ve tüm delillerin birlikte değerlendirilerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
Bu yönler gözetilmeksizin eksik inceleme ile çözüme ulaşılamayacağı düşünülmeden önceki kararda direnilmesi doğru değildir.
O halde, usul ve yasaya uygun bulunmayan direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, 10.3.1993 günü yapılan ikinci görüşmede salt çoğunlukla karar verildi.