Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1992/645
K: 1993/90
T: 03.03.1993

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
DAVA : Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Samsun 1. Asliye Hukuk Mahkemisi'nce davanın kabulüne dair verilen 18.7.1991 gün ve 579-313 sayılı kararın incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine;
(... 1 - Davacı, kocası Nihat Yılmaz ile kocasının kardeşi Vedat Yımaz'ı Samsun 3. Noterliğinde 28.9.1989 tarihinde düzenlenen "Düzenleme Genel Vekaletname" başlığını taşıyan vekaletname ile T.C. hudutları dahilindeki tüm gayrimenkullerini ve gayrimenkul hisselerinin tamamını veya bir kısmını dilediği bedel ve şartlara dilediği kimselere satmaya, satış bedellerini almaya ilgili tapu sicil müdürlüklerinde alıcı ve alıcılar adına tapu ferağ takirlerini vermeye yetkili kılmıştır. Davacı vekili Nihat Yılmaz bu vekaletnameye istinaden davacıya ait tapuda 510/2070 hisseli ve 255/1035 arsa paylı 6 nolu dubleks meskenin kat irtifakı seviyen davalı Selma Deniz ile davalı İsmail Deniz'e 10.7.1990 tarihinde satmıştır. Tapuda satış bedeli 2.050.000 lira olarak belirtilmiş, satıcı vekil bu bedelin tamamını aldığını beyan etmiştir. Ne var ki dava konusu dairenin davalılara 120.000.000 liraya satıldığı davacı tarafından iddia, davalı tarafından da kabul edilmiştir. Yani satış bedelinin 120.000.000 lira olduğu taraflar arasında çekişmesizdir. Esasen davacının diğer vekili, Vedat Yılmaz'da davalılarla 9.7.1990 tarihli harici bir sözleşme yapılmış, bu sözleşmede de bedel 120.000.000 lira olarak belirlenmiştir. Bu sözleşmede de tapunun hemen verileceği, toplam fiat 120.000.000 liranın peşin ödeneceği kabul edilmiş nitekim bundan 1 gün sonra 10.7.1990'da tapuda resmi işlem gerçekleştirilmiştir.
Davacı davalılardan bu parayı almadığını yasal delillerle ispat etmiş değildir. Davacı vekili 14.12.1990 tarihli celsede, imzası tahtında yemin teklif etmediklerini ancak kendilerinin parayı almadıklarına dair yemine hazır olduklarını bildirmiştir. Mahkemece 18.7.1991 tarihli celsede davacıya re'sen yemin teklif edilmiş, kendisine yeminin mevzuu; tapudaki alım satım sırasında veya bundan önce veya sonra 120.000.000 liranın alınmış olup olmadığı, alındı ise kimin aldığı hususlarında olduğu izah olunmuştur. Aynı celsede davacı "Ben tapu işlemleri sırasında bulunuyordum, eşim Nihat Yılmaz'a Nihat Yılmaz'ın abisi olan Vedat Yılmaz'a satış için vekaletname verdim tapuda bulunanlar onlardır, ancak bana paranın alınmadığını söylediler, tapu işlemlerinde yanında değildim genel vekaletname vermiştim. Bu nedenle 120.000.000 liranın alındığı hususunda bilgim yoktur." şeklinde yemini eda eylemiştir. Davacının bu beyanından da anlaşılacağı üzere paranın alanımadığı yolunda kendisinin dahi kesin bilgisi bulunmamaktadır.
Oysa, burada tapu işlemi davacının yetkili vekili tarafından yapılmış olduğundan, paranın alındığını veya alınmadığını davacının bilmesi gerekir. Bu nedenle davacı paranın ödenmediği yolunda yemini eda edemediğinden ve yemini davalıya da reddetmediğinden yeminden kaçınmış sayılır. Sadece paranın alındığını bilmediği yolundaki yeminli ifadesine dayanılarak davanın kabulü cihetine gidelemez.
Öte yandan, bu davada ispat külfeti de davalılara düşmez. Çünkü satışın peşin para ile yapılması öngörülmüştür, tapuda ferağ verildiğine göre satış bedelinin de taraflar arasında kararlaştırıldığı üzere 120.000.000 lira olarak peşin ödendiğini kabul etmek gerekir. Bu nedenle davalılar yasal karineden yararlanırlar, bu karinenin aksini, yani satış bedelinin peşin ödendiğini ispat etmek davacıya düşer. Davacı bu iddiasını yasal delillerle kanıtlayamamıştır. Ne var ki dava dilekçesinde "her türlü delil" demek suretiyle yemin deliline de dayandığından mahkemece, davacıya ispat külfetinin kendisine düştüğü ve bu nedenle bir yemin teklifine hakkı bulunduğu hatırlatılarak bir kara verilmesi gerekir. He ne kadar davacı vekili yemin teklif etmeyeceklerini bildirmiş ise de, bu beyan ispat külfetinin davalı tarafa düştüğü düşünce ve kanaati ile yapılmış bir beyan olup, mahkemece de yanlış olarak böyle kabul edildiğinden davacının iddiası hakkında usulünce yemin teklif etme hakkı ortadan kalkmış sayılmaz.
Mahkemenin yukarıda açıklanan yönleri gözöününde tutmadan davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
2 - Kabul şekli bakımından da; Borçlar Kanunu'nun 101. maddesinin birinci fıkrasındaki "muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur" hükmü karşısında davacı tarafından ihtar çekilerek onun mütemerrit hale düşürülmesi tarihinden itibaren faize hükmedilebilir. Davacı bu hususta davalıya herhangi bir ihtar keşide etmemiştir. Mahkemece bu husus nazara alınmadan sözleşme tarihi 9.7.1990 tarihinden faize hükmedilmesi doğru olmadığı gibi, taraflar tacir olmadıklarından reeskont faizine hükmolunması da usul ve yasaya aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
 
KARARI : Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirci nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
 
SONUÇ : Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA oybirliği ile karar verildi.
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini