 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1992/634
K: 1992/649
T: 11.11.1992
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "elatmanın önlenmesi" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Aliağa Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 20.9.1990 gün ve 50-198 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine;
Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 25.10.1991 gün ve 3430-8975 sayılı ilamı:
(.. Dava kadim köy mer'asına elatmanın önlenmesinden ibarettir. Davacı köy, mer'anın müstakilen kendisine ait olduğunu ileri sürmekte, davalı köy ise müştereklik savunmasında bulunmaktadır. Yapılan inceleme neticesinde nizalı mer'anın taraf köyleri arasında müştereken kullanıldığı yönünde bilirkişi ve tanık beyanları bulunmaktadır. Bir köyün, diğer köyün sınırları içinde yararlandığı mer'ası bulunabilir. Mer'a ve yaylak'a elatmanın önlenmesi davalarında köy hudutnamelerinin uygulanma zorunluğu 31.5.1965 gün ve 4/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile kaldırıldığından, ihtilaf köy sınırlarının uygulanması ile çözülemez. Mer'anın müşterek olduğu saptandığına göre, müstakiliyet iddia eden davacı köy isteğinin yerinde olmadığı yalnız taraf köyler arasında müştereklik kabul edildiğine göre davacı köyün müşterek kullanma hakkına davalı köyün elatmasının önlenmesine karar verilmemesi doğru görülmemiştir..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Davacı köy kendilerine ait kadim köy mer'asına davalı köyün el attığını ileri sürerek önlenmesini istemiştir. Çekişme konusu mer'anın davacı köyün idari sınırları içerisinde bulunduğu tartışmasızdır. Hernekadar davacı köy, dava konusu mer'anın müstakilen kendi köylerine ait olduğu iddiasiyle temyize konu davayı açmışsa da, bu yerin taraf köylerinin müştereken yararlanmalarına bırakıldığı kesin olarak saptanmıştır. 31.5.1965 gün 4/2 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bir ya da daha fazla köyün, diğer bir köyün idari sınırları içerisinde bulunan mer'ada müşterek yararlanma hakkına sahip bulunması mümkündür.
Somut olayda ise, davalı köyün, davacı köye ait hayvanların bu yerde otlamalarına engel olduğu ve zaman zaman davacı köy hayvanlarını kendi köyüne götürerek çiftçiyi koruma kanunu çerçevesinde tahakkuk ettirdiği cezayı tahsil ederek sahiplerine iade etmek suretiyle davacı köyün bu yerdeki müşterek yararlanma hakkına müdahalede bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda, çekişme konusu mer'ada taraf köylerinin müştereken yararlanma hakkı bulunması itibariyle, davacı köyün, bu yere ait müstakiliyet iddiası yerinde değildir. Ancak davacı köyün müşterek yararlanma hakkına, davalı köyün hayvanların otlamasına engel olup ceza kesmek suretiyle el attığı anlaşıldığına göre, çekişme konusu mer'ada davalı köyün, davacı köye ait müşterek yararlanma hakkına el atmasının önlenmesine karar verilmesi gerekir.
Bu itibarla, açıklanan gerekçelerle Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken önceki kararda direnilmesi doğru değildir.
O halde usul ve yasaya uygun bulunmayan direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen ve yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 11.11.1992 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.