Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1992/588
K: 1992/687
T: 18.11.1992

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
DAVA : Taraflar arasındaki "kıdem tazminatı, alacağı" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, (Suluova Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi)nce davanın kabulüne dair verilen 10.4.1992 gün ve 1991/379, 1992/140 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 26.5.1992 gün ve 1992/5873-5676 sayılı ilamiyle; (...1-Borçlar Kanununun 113. maddesine göre, asıl borç tediye ile veya sair bir surette sakıt olduğu takdirde kefalet ve rehin ve sair fer'i haklar da sakıt olur. Evvelce işleyen faizlerin talep hakkının mahfuz bulunduğu beyan edilmiş veya hal icabından neşet eylemiş olmadıkça bu faizler talep olunamaz. Buna göre şikayet kıdem tazminatı taksitler halinde ödenirken davacı işleyen faizler için talep hakkının mahfuz bulunduğunu beyan etmemiş ise geçmiş günlere ait faiz talep edilemez. Bu husus üzerinde durulmadan işlemiş faizlere karar verilmiş olması doğru değildir. Bunun re'sen nazara alınması icap eder.
2 - Kıdem tazminatının geç ödenmesinden dolayı geçmiş günler faizinin hesabında hizmet aktinin feshi tarihindeki mevduata uygulanan en yüksek bir yıllık faizin uygulanması gerekir. Bir yıl içinde faiz oranlarında değişiklik olsa bile değişik faiz oranlarına göre hesap yapılmaz. Bu cihet gözetilmeksizin bir yıl içinde değişen ve davalı aleyhine olan faiz oranlarına göre hesap yapılması doğru değildir...) gerekçesiyle bozularak, dosya yerine geri çevrilmekle; yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden: Davalı vekili.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
 
KARAR : Direnme kararı yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, yaşlılık aylığına hak kazanması üzerine iş akti feshedilerek kıdem tazminatı belirlenen ve elinden ibraname alınan işçinin, hak ettiği kıdem tazminatının taksitle ödenmesi halinde işverenden faiz isteyip isteyemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Davacı işçiye, işverene ait iş yerinde hizmet verdiği yılları itibari ile ödenmesi gereken kıdem tazminatının hesabı doğru olduğu gibi, bu tazminatın davacıya taksitler halinde ödendiği hususu da tartışmasızdır. Yine tartışma konusu olmayan bir yön de kıdem tazminatının akdin feshedildiği tarihte davacıya peşinen ödenmediği gibi, hesaplanan kıdem tazminatının taksitler halinde ödenmesine devam edilirken de davacı işçiden ibraname başlığı altında düzenlenen ve (.. toplu iş sözleşmesinin 22. maddesi gereğince kıdem tazminatı tutarı olan ...... TL. aldım, işletmenizde hiç bir alacağım ve de dava hakkım kalmadığını iş bu ibranameyi mahiyetini bilerek kendi rızamla imza ettiğimi beyan ve tastik ederim...) metnindeki imzalı belge alınmış olduğudur. Hemen belirtmek, gerekir ki asıl borcun ödenmediği ihtilafsız bulunduğuna göre bu belgenin gerçeği yansıtmadığı açık bir olgudur. Gerçekten asıl olan işçinin iş yerinde çalışarak hizmet etmesi nedeniyle yıpranması karşılığı geleceğini güvence altına alma amacına yönelik olan kıdem tazminatının yaşlılık aylığını hak kazanması üzerine iş akdi feshedildiğinde kendisine tamamının peşinen ödenmesidir.
Borçlar Kanununun, borçların sukutu başlığını taşıyan 113. maddesinin 1. fıkrasında da; asıl borcun, tediye ile veya sair bir suretle sakıt olması halinde fer'i hakların da sakıt olacağı ilke olarak vurgulandıktan sonra, 2. fıkrada; evvelce işleyen faizleri talep hakkının saklı tutulduğu beyan edilmiş veya hal icabından anlaşılmış olması durumu fer'i hakkın isteminde ayrık bırakılmıştır.
Somut olayda, faiz alacağına esas teşkil eden kıdem tazminatı davacıya ödenmiş değildir. Ana alacak ödenmediğine göre fer'i hakkın sakıt olması düşünülemez. Ana alacağın taksitler halinde bölüm bölüm ödenmesi durumunda da her bir ödeme sonunda faiz talep etme ile ilgili fer'i hakkın saklı tutulduğunu ayrıca belirtmeye gerek yoktur. Bu durumda, yerel mahkemece mevcut delillerin değerlendirilmesi suretiyle davacının faiz talep etme hakkının bulunduğu kabul edilerek karar verilmesi doğrudur. O halde usul ve Yasaya uygun olan direnme kararı onanmalıdır.
 
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA ve 141.540.- lira bakiye temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 18.11.1992 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Alacak tahsil] Vekalet sözleşmesinde zamanaşımı süresi başlangıcı 
  • 23.04.2024 00:24
  • [Mirasçılık] Abilerim babamı sokağa atıyor. Dedem tapuyu abilerimin üzerine yapmış. 
  • 22.04.2024 06:30
  • [Boşanma davaları] Vasi ataması hk. 
  • 18.04.2024 09:43
  • Beraat sonrası yurtdışı çıkış yasağı kaldırma sorunu 
  • 16.04.2024 15:18
  • [İcra takipleri] Icrada borçlunun yaptiği işlem zamanaşimini keser mi? 
  • 16.04.2024 14:18


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini