 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1992/552
K: 1992/651
T: 11.11.1992
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "boşanma ve nafaka" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Antalya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 14.10.1991 gün ve 1991/243-269 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 12.12.1991 gün ve 1991/12967-15508 sayılı ilamı:
(..3444 sayılı Yasa ile değişik Medeni Kanun'un 134/3. maddesiyle öngörülen anlaşmalı boşanmanın koşulları oluşmadığı halde anlaşmaya dayalı olarak boşanmaya karar verilmesi ve temyiz edilmemekle hükmün kesinleşmesi yoksulluk nafakası istenmesini engellemez. Bu hususun düşünülmemesi yoksulluk nafakası isteğinde bulunan eşin kusurunun bulunup bulunmadığı ve boşanma yüzünden yoksulluğa düşüp düşmeyeceği araştırılmadan eksik inceleme ile ve yazılı gerekçeyle nafaka isteğinin red edilmiş olması doğru bulunmamıştır..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Direnme yoluyla Hukuk Genel Kuruluna gelen uyuşmazlık yoksulluk nafakası istemine ilişkindir.
Somut olayda, 3444 sayılı Yasa ile değişik MK.nun 134/3. maddesiyle düzenlenen anlaşmalı boşanmanın koşulları oluşmadan, örneğin boşanmanın mali sonuçlarıyla ilgili, taraflarca kabul edilecek bir düzenleme mevcut olmadığı halde, anlaşmaya dayalı boşanmaya karar verilmiş ve hükmün bu kısmı temyiz edilmemekle kesinleşmiştir. O itibarla öncelikle belirtmek gerekirki, bu halde ilgilisi genel hükümler çerçevesinde maddi ve manevi tazminat yada, yoksulluk nafakasını, diğer taraftan isteme hakkına sahiptir. MK.nun 144. maddesinde ise boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek eşin, kusuru daha ağır olmamak şartıyla, geçimi için diğer eşten mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebileceği hükme bağlanmıştır. Bu durumda kusur araştırması ve boşanma nedeniyle yoksulluk nafakası isteyen eşin, yoksulluğa düşüp düşmeyeceğinin araştırılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği kuşkusuzdur. Mahkemece bu yön gözetilmeksizin yoksulluk nafakasına hükmedilmesi doğru değildir.
Hal böyle olunca, açıklanan gerekçelerle Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalının temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 11.11.1992 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.