 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1992/468
K: 1992/536
T: 30.09.1992
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "nafakanın arttırılması" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 30.9.1991 gün ve 131-388 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 12.12.1991 gün ve 12911-15410 sayılı ilamıyla; (... Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek eş, kusuru daha ağır olmamak şartıyla geçimi için diğer eşten mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir" (MK.144) "Sözleşme veya hükmün ile kendisine maddi tazminat veya nafaka olarak bir irad tahsis edilmiş eşin yoksulluğunun zail olması, haysiyetsiz hayat sürmesi, bir evlenme akdi olmadan fiilen karı koca gibi yaşaması, yeniden evlenmesi veya eşlerden birinin ölmesi halinde, aksi taraflarca kararlaştırılmadıkça, bu irad kesilir. İrad şeklinde maddi tazminat veya mafakayı gerektiren sebep ortadan kalkar ya da önemli ölçüde azalır veya borçlunun mali gücü önemli ölçüde eksilirse iradın indirilmesine veya kaldırılmasına karar verilebileceği gibi değişen durumlara göre ve hakkaniyet gerektiriyorsa iradın artırılması da istenebilir." (M.K.145/3,4).
Yoksulluk Yasada tanımlanmıştır. Bunu ülkenin ekonomik ve sosyal koşullarına göre belirlemek gerekir. Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede, yaşama, maddi ve manevi varlığını geliştirme hakkına sahiptir. (Anayasa 17/1, 55).
Şu halde bu temel hakkın tabii sonucu yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım ve kültür gibi harcamaları karşılayacak geliri olmayanlara yoksul denebilir. Bu harcamaların unsur kabul edildiği asgari ücretle olayı somutlaştırmak mümkündür. Şu halde asgari ücretin altında geliri alanlara yoksulluk içinde kabulü zorunludur. (Y.2.H.D.'nin 10.10.1991 günü ve 9589/12321 sayılı kararı)
Davacı-davalı kadının boşanma sırasında belirlenen aylık geliri 180.000 TL. civarında olduğu için yararına yoksulluk nafakası bağlanmış ise de bu dava sırasında yapılan araştırma sonunda üç aylık emekli maaşının 2.206.347 TL'ye ulaştığı anlaşılmıştır. Yukarıda açıklanan ölçüler içinde olay değerlendirildiğinde kadının yoksulluktan kurtulduğunun kabulü gerekir. Şu halde yoksulluk nafakasının artırılması yönündeki isteğin reddi ile kaldırılması yönünde isteğin kabulü gerekirken nafakanın artırılmasına karar verilmesi doğru bulunmamıştır... gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurul'unca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve direnme kararının verildiği tarih itibariyle H.U.M.K.nun 2494 sayılı Yasa ile değişik 438/son fıkrası hükmü gereğince duruşma isteğinin reddine karar verilip dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve Yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, ilam harcı peşin alınmış olduğundan başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 30.9.1992 gününde oyçokluğu ile karar verildi.