 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1992/455
K: 1992/599
T: 21.10.1992
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "tapu iptali ve tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Antalya 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 9.5.1991 gün ve 990/783-991/318 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'nin 21.1.1992 gün ve 991/8673-992/164 sayılı ilamı;
(.. Dava, temliken tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın davacıya satıldığı, bu yerdeki binanın onun tarafından inşaa olunduğu ikrar edilmiş ve bu hususta da bir itiraz yapılmamıştır. Bu durumda dava değerini dava günündeki zemin bedeli teşkil eder. Aralarında emlak değerinden anlayan bilirkişi de bulunmak üzere kurulacak uzman bilirkişi kurulu aracılığıyla çekişmeli taşınmazın ve muhdesatın dava günündeki değerlerinin saptanması ve bu meyanda davalı vekilinin değer itirazının tartışılması gerekir. İş bu davada, açıklanan biçimde bir inceleme yapılmamıştır.
Yukarıda açıklandığı veçhile, dava değerini, çekişmeli taşınmazın dava günündeki bedeli teşkil eder. Söz konusu bedel üzerinden harç alınması ve vekille temsil olunan davacı yararına vekalet ücreti takdiri gerekirken zemin ve uyuşmazlık konusu olmayan muhdesat değerlerinin toplamı üzerinden tayin edilen harç ve vekalet ücreti ile davalının sorumlu tutulması, usul ve yasaya aykırıdır.
Diğer yönden temliken tescil davasının kabulü halinde, Medeni Yasanın 650. maddesi uyarınca davacı, taşınmaz malikine muhik tazminat ödemekle yükümlüdür. Muhik tazminat ise çekişmeli taşınmazın dava günündeki değeridir. Ancak, bu tazminattan taşınmaz satın alınırken ödenen bedel düşülür ve arta kalan miktarın, davacı tarafından taşınmaz malikine ödenmesine karar verilir. Hükümde bu husus yerine getirilmemekle davalının hakkı ve dolayısıyla Medeni Yasa'nın 650. maddesi ihlal edilmiştir. Bu nedenlerle hüküm bozulmalıdır..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkeme'ce önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, M.K.'nun 650. maddesinden kaynaklanan temliken tescil istemine ilişkindir.
Dava konusu taşınmazın tapulu iken davalı tarafından 1962 yılında davacıya haricen satılıp teslim edildiği ve üzerindeki binanın davacı tarafından yapıldığı tartışmasızdır. Gerçekten MK. 650. maddesi hükmü ile binanın kıymeti açıkça arsanın kıymetinden fazla ise iyiniyetle hareket eden levazım sahibine, muhik bir tazminat mukabilinde bu yerin mülkiyetinin kendisine verilmesini isteyebilmesi imkanı tanınmıştır. Ancak görüleceği üzere bu isteğin olumlu sonuçlanabilmesi için bulunması gereken koşullardan birisi de levazım sahibinin iyiniyetli olmasıdır. yine belirtmek gerekirki tapulu taşınmaz malın resmi biçimde yapılmayan satışı kural olarak geçersizdir, tarafların geçersiz sözleşmeye istinaden yekdiğerinden aldıklarını iadeleri asıldır. Ancak kanunen muteber olmayan harici satışlarda dahi, taşınmaz malını parasını alarak müşteriye teslim eden ve inşaatı görüp menetmeyen malikin inşaata rıza ve muvafakatının bulunduğunun ve levazım sahibinin iyiniyetli olduğunun kabulü icap eder. Nitekim bu husus 5.7.1944 gün 12/26 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının da gereğidir. zira MK. 650. maddesinde aranılan iyiniyet, MK. 3. maddesinde yer alan subjektif iyiniyettir. Davacı çekişmeli yerde bina yapmadan önce harici satış nedeni ile bu yeri teslim almış ve tasarrufta bulunmuştur. Ödenen satış bedeli bu kullanma karşılığıdır. Yoksa temliken tescil isteklerinde yasa'da belirtilen ve iyiniyetli levazım sahibinin binasını inşa ettiği arsa sahibine vermesi öngörülen muhik tazminatın tam karşılığı olarak kabulü mümkün değildir. O itibarla Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 21.10.1992 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
Arsanın dava günündeki hali hazır değeri davalıya muhik tazminat olarak verilemez.Bu M.K. 4. maddesi ile bağdaşmaz.Davalıya söz konusu arsanın imar vs. sebebiyle harici satımdan sonra kazandığı vasıfların değeri mühik tazminat olur.Karar bu sebeble bozulmalıdır.
T. ALP