 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1992/446
K: 1992/707
T: 25.11.1992
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "tahliye ve alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 15. Sulh Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 20.3.1991 gün ve 46-315 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine; Yargıtay 6. Hukuk Dairesi'nin 24.9.1991 gün ve 10293-10784 sayılı ilamı:
(... 10.1.1989 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi davalı ile davacı Hasan Özer arasında yapılmıştır. Sözleşmenin ön ve arka yüzünde diğer davacı Ali Hasan Doğan ismi yazılı ise de, adı geçen bu davacı sözleşmeyi imzalamamıştır.
Sözleşmeyi imzalayan kişinin kiracı ve kiralayan olduğunun kabul edilmesi mümkün değildir. Bu durumda sadece davacılardan Hasan Özer'i kiralayan, davalıyı da kiracı kabul etmek gerekir.
Davayı sözleşmede ismi geçen ve imzası bulunmayan Ali Hasan Doğan'ın kiralayan Hasan Özer'le birlikte açması davacı Ali Hasan Doğan'a kiralayan sıfatı vermez. İhtarlar kiralayan davacı Hasan Özer tarafından davalıya gönderildiğine göre ihtarın gönderilmesinde bir usulsüzlük yoktur. Bu durumda işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar vermek gerekirken ihtarların sadece Hasan Özer tarafından keşide edildiğinden bahisle davanın reddi usul ve Kanuna aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, temerrüt ve iki haklı ihtar nedenine dayalı tahliye ve alacak istemelerine ilişkindir.
Taraflar arasında düzenlenen kira sözleşmesinde davacılar, kiralayan olarak gösterildikleri halde, sözleşmeyi yalnızca davacılardan Hasan Özer'in imzaladığı, diğer davacı Ali Hasan Doğan'ın imzasının bulunmadığı, süresinde ödenmeyen kira paraları nedeniyle de kiracıya ihtarların yalnızca sözleşmeyi "kiralayan" olarak imzalamış bulunan Hasan Özer tarafından çekildiği kayden belgelenmiş olduğu gibi, tartışma konusu da değildir.
Davacılar tarafından, davalı kiracı aleyhine kiralayan sıfatıyla önce açılan kira tesbiti davası olumlu olarak sonuçlanmış ve karar kesinleşmiştir. Bu dava dolayısıyla verilip kesinleşen karar sonucu, davacıların, birlikte kiralayan oldukları hususu da, artık kesinleşmiş sayılır.
Temyize konu dava da, yine kiralayan olarak Hasan Özer ve Ali Hasan Doğan tarafından birlikte açılmıştır.
Bu durumda, gerek sözleşmede, gerek davalı kiracıya çekilen ihtarnamelerde imzası bulunmayan Ali Hasan Doğan'ın da önce görülen kira tesbiti davası sonucu kiralayan sıfatının kesinleşmesi nedeniyle temyize konu davada artık icazetinin bulunduğunun kabulü gerekir. Verilen icazetten de dönülümeyeceği kuşkusuzdur.
O itibarla, açıklanan gerekçelerle Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve Kanuna aykırıdır. Direnme kararı, bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı BOZULMASINA 25.11.1992 gününde oybirliği ile karar verildi.