 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1992/437
K: 1992/486
T: 23.09.1992
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "tahliye" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Malatya 2. Sulh Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 26.9.1991 gün ve 537-553 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 19.12.1991 gün ve 15836-16205 sayılı ilamı;
(.. Davacılar vekili 11 nolu bağımsız bölümün davacılardan Leyla, 12 nolu bağımsız bölümün Talat, 13. bağımsız bölümün ise İsmet tarafından satın alındığını, ihtiyaçlı bu 3 bağımsız bölümün ana duvarların yapılmadan eski malik tarafından bu haliyle üçü bir dükkan halinde davalıya kiralandığını bu bağımsız bölümleri 13.10.1989 tarihinde müvekkillerinin ayrı ayrı satın aldıklarının müvekkillerinin bu bölümleri müstakil hale getirip ayrı ayrı değerlendirmek istediklerinin yani ana duvarlarını yaparak müstakil olarak kullanacaklarını ileri sürerek 6570 sayılı Yasanın 7/d maddesi sürelerden yararlanarak süresinde açtığı iş bu dava ile kiralananın tahliyesini istemiştir.
Davalı davanın samimi olmadığını tadilat projesinin bulunmadığını, asıl amacının kendisini çıkartıp fazla fiyatla kiraya verilmek olduğunu davanın reddini savunmuştur. 6570 sayılı Yasanın 7/ç maddesi gereğince esaslı tamirat ve tadilat nedeni ile tahliye kararı verilebilmesi için yapılacak tadilatın imar amaçlı ve esaslı olması icap eder. Kiralananın 3 bağımsız bölümü iken ana duvarlar yapılmadan üçü bir arada eski malik tarafından kiraya verildiği anlaşılmaktadır. Bu 3 bağımsız bölümden müteşekkil kiralananın ana duvarlarının yapılması Yasanın kabul ettiği anlamda esaslı tamirat ve tadilat kabul edilemez. Yapılacak iş proje uyarınca ara duvar örülmesinden ibarettir. Bu nedenle mahkemenin yapılacak bu ameliyeyi esaslı ve imar amaçlı olarak kabulü doğru değildir.
İhtiyaç iddiasına gelince: 6570 sayılı Yasa zorunlu ihtiyacı tahliye nedeni kabul etmiştir. İhtiyaç nedeni ile tahliyeye karar verilmesi için ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olması icabeder. Davacıların halen Malatya da olmadıkları Malatya dışında oldukları dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Dinlenen davacı tanıkları davalının ihtiyacından bahsetmemişler sadece tanık İlhan Karataylı davacı Leyla'nın Ankara'da oturduğunu, dükkanı bölündükten sonra oğlunun geleceğini söylemiştir. Bu tanığın beyanı davacı Leyla'nın ihtiyacı yönünden de yeterli değildir.
Tüm dosya kapsamında davacıların ihtiyaç iddiaları kanıtlanmadığından ve yapılacak tadilat esaslı ve imar amaçlı olmadığından davanın reddine karar verilmek gerekirken kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle dava esaslı tamirat ve tadilat sebebine dayalı kiralananın boşaltılması isteğine ilişkin olduğuna, ihtiyaç sebebine dayalı bir boşaltma talebi bulunmadığına ve tek parça halinde kullanılan kiralananın 3 bağımsız bölüm olarak kullanılabilmesi için ara duvarlarının örülmesinden ibaret işin, imar amaçlı esaslı tamirat ve tadilat olarak kabul edilemiyeceğine göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 23.9.1992 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.