 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1992/427
K: 1992/706
T: 25.11.1992
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Demirköy Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 7.4.1989 gün ve 44-32 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine;
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 16.6.1990 gün ve 4988-5113 sayılı ilamı:
(.. Davacı, davalı A.Ş.'den cezai şart alacağının tahsilini istemiş dava sırasında davalı A.Ş.'in iflas ettiğini ve dava sonucu alacağın faiziyle birlikte İstanbul 1. İflas memurluğunun 1986/125 sırasına alınarak kabul edildiğini bildirerek İİK.nun 226. maddesi uyarınca, masanın kanuni mümessili iflas idaresi olduğundan davayı iflas idaresine yöneltmiştir.
Her ne kadar mahkemece dava konusu olayla ilgili şartnamenin 15. maddesi hükmü yorumlanarak davanın reddine karar verilmiş ise de, dava konusu cezai şart alacağına ilişkin istemin davalı A.Ş.'in iflas masasına kesin olarak kaydedilip edilmediğinin araştırılması gerekmektedir.
Davalı A.Ş. dava sırasında iflas ettiğine göre, davada taraf olma sıfatı iflas idaresine geçmiş olduğundan, iflas idaresinin davacı cezai şart alacağı istemini kabul ederek masaya kayıt ve kabul etmesi halinde, artık bu davanın konusu kalmıyacaktır.
Bu durumda mahkemece, davalı A.Ş.'in iflas idaresinden dava konusu alacak isteminin davalı iflas masasına kayıt ve kabul edilip edilmediği sorulup araştırılarak, masaca alacağın kabul edilmiş olduğu belirlendiği takdirde, dava konusu kalmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına, aksi halde yani davacı alacağı masaca reddedildiği takdirde davanın esasına ilişkin bir karar verilmek gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Taraflar karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve Yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 25.11.1992 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.