 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1992/421
K: 1992/471
T: 16.09.1992
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "cebri tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Mersin 3. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 4.6.1991 gün ve 287-301 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'nin 19.11.1991 gün ve 7044-10044 sayılı ilamı;
(... Uyulan bozma ilamına uygun biçimde yapılan her üç keşif sonunda uzman bilirkişilerce düzenlenen üç ayrı raporda, satış vaadi sözleşmesinin düzenlendiği tarihte çekişmeli taşınmazın değerinin 508,880.908.135.960.524 ve 340.993.954 lira olduğu bildirilmiştir. Dava konusu taşınmazın, satış vaadi sözleşmesinde belirtilen satış bedeli 35 milyon lira olup daha fazla bir bedel ödendiği veya istendiği iddia ve savunmada yer almamıştır. Sözü edilen raporların üçüncüsü daha önceki raporların telifi mahiyetinde olsada, her üç raporda da çekişmeli taşınmazın belirtilen değerleri ayrı ayrı nazara alındığın da satış vaadi sözleşmesinde yazılı satış bedeli arasında açık bir nisbetsizlik vardır ve gabinin gerçekleşmesi için öngörülen objektif unsur oluşmuştur.
Öte yandan idari soruşturmaya göre, davacı Mehmet Yaşar Erfen kira evinde oturmakta ve belli bir iş yapmamaktadır. Akraba evliliği yaptığı bildirilen Mehmet Yaşar Erfen'in iki çocuğu hasta olup onları Mersin ve Ankara Hastahanelerinde ve özel muayenehanelerde tedavi ettirmekte olduğu, kendisinin maddi ve manevi sıkıntı içerisinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Vaki sıkıntısı nedeniyle emlak komisyoncularına giderek faizle borç aramakta, olay tanıklarca doğrulanmakta gerçek bir satışın olmadığı vurgulanmakta; tapu kayıtları tam olarak getirtilmemiş ise de mevcut kayıtlara nazaran taşınmazlarını satmaktadır. Davacı vekilinin isteği üzerine getirtilen Erdemli İlçesi Tömük Köyünde kain ve topu sicilinin 41 ada 14 parsel sayısında kayıtlı 18000 Metrekare miktarlı tarlanın 1/3 payı Sıdıka Erfen'e ait olup miras yolu ile davalı Mehmet Yaşar Erfen'e intikal etmiştir. Söz konusu pay, satış vaadi şerhi ve ayrıca beş adet toplam 45.207.783 lira hacizle yükümlüdür. Açıklandığı vechile davalı Mehmet Yaşar Erfen'in müzayaka içerisinde bulunduğu ve hiffetsiz olduğu, bu nedenle faizle para almasına rağmen taşınmazını satış vaadinde bulunduğu ve satış vaadi sözleşmesi lehdarı davacının da onun bu halini bilip yararlanmayı amaçladığı anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, gabin yönünden objektif ve subjektif unsurların olup olmadığının tespiti yönünden tüm delillerin ayrı ayrı değerlendirmesi yapılmadan, bazı tanıkların ceza davasında ve işbu davada verdikleri ifadelerine ve diğer tanıkların şehadetine ters düşen son sözlerine itibar edilmeyeceği, davacı ceza mahkemesinde tefecilik suçundan beraat etmiş isede kararın bu davadaki hukuki nedenden ayrı hukuki nedene dayandığı ve esasen Borçlar Yasasının 53. maddesi hükmünce ceza mahkemesinin beraat kararı hukuk hakimini bağlamıyacağı düşünülmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve direnme kararının verildiği tarih itibariyle HUMK.nun 2494 sayılı Yasa ile değişik 438/son fıkrası hükmü gereğince duruşma isteğinin reddine karar verilip dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 16.9.1992 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.