Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1992/378
K: 1992/716
T: 02.12.1992

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
DAVA : Taraflar arasındaki "istirdat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 1. İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 13.3.1991 gün ve 1103328 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 10. Hukuk Dairesi'nin 23.1.1992 gün ve 4615-274 sayılı ilamı ile; (.. Davada, Sosyal Sigortalar Kurumunun vermiş bulunduğu idari para cezası nedeniyle davacı aleyhine icra takibine girişildiği, takiblerin kesinleşmesi üzerine kendisinden 609.580 TL.nin tahsil edildiği böyle bir borcun borçlusunun davacı olmayıp İzmir tanzim satışlar müdürlüğü olduğuna dair İzmir Ticaret Mahkemesinde açılan menfi tesbit davasının görevsizlik nedeniyle reddedildiği ileri sürülmüş davalı Kuruma ödenen 609.580 TL.sının istirdadına karar verilmesi istenmiştir.
Olayda gerçekten Sosyal Sigortalar Kurumunun verilen idari para cezasının tahsili için davacı aleyhine icra takibine girişildiği, bunun üzerine davacının takibe konulan para cezasının borçlusu bulunmadığına dair İzmir Ticaret Mahkemesinde menfi tesbit davası açtığı, mahkemenin görevsizlik nedeniyle dosyanın Sulh Ceza Mahkemesine tevdiine karar verdiği, Sulh Ceza Mahkemesinin ise görevsizlik kararında "dava açıldığında ve istek halinde dosyanın Sulh Ceza Mahkemesine tevdiine" şeklinde hüküm verilmiş olmasına karşın davacının bu yolda bir isteğinin bulunmadığı nedenine dayanarak davayı reddettiği bunun üzerine davacının iş mahkemesinde işbu menfi tesbit davasını açtığı görülmektedir.
Davada çözümlenmesi gereken hukuksal sorun 506 sayılı Yasa'nın 140. maddesine göre kurum tarafından verilen idari para cezasına yapılan itirazın hangi mercide incelenebileceği meselesidir. Böyle biritirazın Sulh Ceza Mahkemesi'nce incelenmesi gereği, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve Dairemizin oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir. Hal böyle olunca Ticaret Mahkemesinin görevsizlik kararı verilen dosyayı gönderdiği Sulh Ceza Mahkemesinin itirazı incelemesi gerekirdi. Baştan beri açıklanan aşamalardan geçen davanın tekrar iş mahkemesinde açılması ve mahkemenin kendisini görevli sayarak işin esasına girip yazılı şekilde hüküm kurması usule ve Yasaya aykırıdır..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
 
KARAR : Dava, haksız yere ödemek durumunda kalınıldığı ileri sürülen idari para cezasının "geri alınması" istemine ilişkindir.
İstirdat davasına konu yapılan paranın, 506 sayılı Yasa'nın 140. maddesinden kaynaklanan idari para cezası olduğu tartışma konusu değildir.
Yine, SSk'nca verilen idari para cezalarına karşı 30 gün içerisinde sulh ceza mahkemesinde itiraz edilebileceği ve somut olayda da bu sürenin geçirilerek para cezasının kesinleştiği hususları çekişmesizdir.
Yerel Mahkeme ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık, kurumca verilen idari para cezasının, 30 günlük itiraz süresinin geçirilmesi nedeniyle kesinleşmesi halinde, iş mahkemesinde "istirdat" davasına konu edilip edilemeyeceği noktasında toplannmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki, kurumca verilen idari para cezalarına karşı itirazın inceleme merciinin "sulh ceza mahkemesi" olarak kabulünde en önemli etken, bu para cezasının "niteliği"dir.
İş Mahkemesinin, para cezasının bu "niteliği" gözetildiğinde, işin esasına girerek inceleme yapabilmesine olanak yoktur.
İtiraz süresinin geçirilmesi nedeniyle idari para cezasının kesinleşmiş olması dolayısıyle, bunun geri alınması mümkün değilse de, bu durumun işin özelliği gereği sulh ceza mahkemesinin görevine etkisi olamaz.
Bu itibarla, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi doğru değildir. O halde usul ve Yasaya uygun bulunmayan direnme kararı bozulmalıdır.
 
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda açıklanan Özel Daire bozma kararındaki nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince (bozulmasına), 2.12.1992 günü yapılan ikinci görüşmede salt çoğunlukla karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini