 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1992/365
K: 1992/559
T: 07.10.1992
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "tapu iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ayvalık Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 19.3.1990 gün ve 1989/496-1990/53 K. sayılı kararın incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'nin 5.3.1991 gün ve 1991/2171-2225 sayılı ilamı;
(... Deniz kumluklarının Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğu, tapuya bağlanmayacağı, gerçek kişilerin bu tür yerlerden yararlanma haklarının olduğu ve onların bu hakka dayanarak dava açabilecekleri yasa hükmü gereğidir ve bu hususta kuşku yoktur.
Ancak, dava konusu yerin, askeri hizmetlerde kullanılmak üzere Milli Savunma Bakanlığına tahsis edildiği belirlenmiştir. Açıklandığı veçhile, Devletin Güvenlik Kuvvetlerine tahsis edilen bir yerde tüm tahsisin ve idari tasarrufun ortadan kaldırılması sonucunu meydana getirecek şekilde, davacıların yararlanma haklarından sözedilerek davanın kabulü isabetli görülmemiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve direnme kararının verildiği tarih itibariyle H.U.M.K.nun 2494 sayılı Yasa ile değişik 438/son fıkrası hükmü gereğince duruşma isteğinin reddine karar verilip dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, yararlanma hakkına dayalı tapu iptali istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın denizel etki altında bulunan kumsal nitelikte olduğu tartışmasızdır. Bu tür taşınmaz mallar devletin hüküm ve tasarrufunda bulunan, Özel mülkiyete konu teşkil edilemeyecek kamunun müşterek istifadesine bırakılmış yerlerdendir. Bu nitelikleri gereği de M.K.nun 912. maddesi gereğince asıl olan tapuya tescil edilmemeleridir.
Ne varki somut olayda, 1971 yılında dava konusu yer Hazine adına cinsi "kumsal" olarak gösterilmek suretiyle yeniden tescil edilmiş ve 1988 yılında da "askeri hizmetlerde kullanılmak üzere" Hazinece 1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanunun 23. maddesine göre Milli Savunma Bakanlığı'na tahsis edilmiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki, kural olarak bu nitelikteki taşınmazlar üzerinde devletin klasik anlamda bir mülkiyet hakkı değil, denetim ve gözetim hakkı mevcuttur. Bu hakka dayanılarak kamunun müşterek kullanımına bırakılan bu tür yerler üzerinde yararlanma hakkı Hazine tarafından kamu yararına olarak belli bir idareye kullanma hakkı bırakılarak sınırlandırılabilir. Bu kullanılmadan doğan objektif ve varsa subjektif haklardan kaynaklanan kişiler ile idare arasındaki uyuşmazlıkların çözüm yeri ise idari yargıdır.
Bu gerekçelerle tapunun oluşumunu sağlayan idari nitelikteki tahsis işlemi merciinde iptal ettirilmedikçe, genel mahkemede tapu iptali davasının görülemeyeceğine değinen Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararını Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı, H.U.M.K.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, 30.9.1992 günü yapılan ilk görüşmede çoğunluk sağlanamadığı için, yapılan ikinci görüşmede 7.10.1992 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
Dava konusu sahanın Askeri Hizmetler için tahsis edildiği belirlenmiş ise de, bu tahsisin ve askeri hizmetin niteliği belirli değildir. Tahsis ve hizmetin kanunun diğer yararlanma hakları ile bağdaşır nitelikde olması halinde tahsis kararının iptali ön mesele veya dava manisi olamaz.İnceleme eksiktir.Bu yön araştırılarak sonucu uyarınca hüküm tesisi için değişik gerekce mahkeme kararı bozulmalıdır.
Tahir ALP