 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1992/364
K: 1992/702
T: 25.11.1992
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "istihkak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 2. İcra Hakimliğince davanın reddine dair verilen 1.10.1991 gün ve 276-583 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine; Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 20.11.1991 gün ve 5127-5573 sayılı ilamı:
(...Mahcuz taşkırma makinasının önceden açılan istihkak davasında borçluya ait olduğu saptanan makina ile aynı olup olmadığı dosya kapsamından anlaşılmamaktadır. Bu itibarla ilk davaya konu edilen makina ile dava konusu makinanın aynı olup olmadığı ibraz edilen satış belgesindeki makinanın mahiyeti, satan kişinin mülkiyet hakkı olup olmadığı bilirkişi aracılığı ile saptanıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, mahcuz malda istihkak istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık, önce görülen istihkak davasında borçlu Vedat Birlik'e ait olduğu saptanan mahcuz "taşkırma makinası"nin, bu kez dava konusu yapılan "makine" ile aynı olup olmadığı noktasında odaklaşmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki, tarafların getirdikleri ya da koşulları varsa mahkemece kendiliğinden toplanan delilleri değerlendirmeyi de kapsayan yargılama çalışmalarını yütürme görevi hakime aittir.
Mahkeme, ancak çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verebilir.
Somut olayda ise davaya Ankara 2. İcra Hakimliği'nde bakılmakta olmasına karşın, mahcuz "makine" Sivrihisar İlçesinde bulunmaktadır. Davaya bakmakta olan hakim tarafından bizzat görülmüş ve belirgin özellikleri itibariyle aynı olduğu saptanmış değildir.
İcra dosyasındaki bilgi de, çekişmeli "makine"nin önce görülen davadaki "makine" ile aynı olduğu hususunda yeterli teknik bilgileri ve özel nitelikleri belirtilmediği için kanaat vermekten uzaktır.
Bu durumda, açıklanan gerekçelerle Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı, bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda açıklanan ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 25.11.1992 gününde oybirliğiyle karar verildi.