 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1992/357
K: 1992/422
T: 01.07.1992
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "tahliye" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Keşan Sulh Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 24.10.1991 gün ve 359-657 sayılı kararın incelenmesi davacı tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 5.2.1992 gün ve 818-1594 sayılı ilamı;
(.. Davacı kiralananın 31.12.1990 tarihinde tahliye edileceği davalı tarafından kabul edilerek tahliye taahhütnamesi tanzim edildiği halde kabulün yerine getirilmemesi nedeniyle kiralananın tahliyesini istemiş, davalı savunmasında tanzim tarihiyle tahliye tarihlerinin kiralayan tarafından sonradan yazıldığını, kiralayanın kira sözleşmesine imza alıyormuş gibi kendisine bu taahhütnameleri imza ettirdiğini savunmuştur.
Dosya içerisinde bulunan 1.9.1990 ve 1.10.1990 tanzim tarihli tahliye taahhütnamelerindeki imzaların davalıya ait olduğu tartışmasızdır. Nitekim davalı da yargılama sırasında imzanın kendisine ait olduğunu kabul etmiştir. Bütün sorun tahliye tarihiyle, tanzim tarihlerinin sonradan davacı tarafından taahhütnameye yazılıp yazılmadığı hususunun tartışılmasına ilişkindir. Kiralananın tahliye edileceği tarih her iki taahhütnamede de 31.12.1990 olarak yazılıdır. Tanzim tarihi bölümü boş olarak bırakılıp davacıya verildiği kabul edilse bile kiracı bu şekildeki davranışının sonucuna katlanmak zorundadır. Bu bakımdan gerek tanzim tarihinin gerekse taahhütnamelerdeki boş yerlerin sonradan doldurulmuş olmasının sonuca bir etkisi bulunmamaktadır. Dairemizin ve Genel Kurul'un yerleşen içtihatları da bu doğrultudadır.Takip süresinde yazılıp, dava açıldığına göre taahhütnamenin geçerli olduğunun kabulü ile kiralananın tahliyesine karar vermek gerekirken yazılı gerekçelerle davanın reddi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve Yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı Fettah Akıncı'nın temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 1.7.1992 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.