Karar Vermek )
TANIKLAR İÇİN GİDER YATIRILMAMASI OTURUMDA HAZIR BULUNDURULMALARI (Dinlenilme Zorunluluğu)
1086/m.163,414
DAVA : Taraflar arasındaki "eşya alacağı" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (Bakırköy 7. Asliye Hukuk Mahkemesi )nce davanın kısmen reddine dair verilen 7.12.1990 gün ve 67-859 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 13.5.1991 gün ve 4785-7864 sayılı ilamı ile; (..Kesin mehil, daha önce isimleri verilen tanıkların fuzuli talike sebebiyet verilmeden ücretlerinin ve tebligat giderlerinin yatırılarak takip eden celsede dinlenmelerine matuftur. Davalı kesin mehil içinde ücretleri yatırmamasına rağmen, takip eden celsede tanıkları hazır bulundurmak suretiyle davanın uzamasına sebebiyet vermemiştir.
Öyle ise Mahkemece yapılacak iş, hazır bulundurulan ve daha önce isimleri mahkemeye bildirilen tanıkların dinlenerek, tüm delilleri birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Aksi düşünce ile davalı tanıklarının dinlenmeden karar verilmesi savunmayı kısıtlayan usul hatasıdır... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden: Davacı vekili.
KARAR : Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Yerel Mahkeme ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık, davacının iddiasını kanıtlamak üzere gösterdiği tanıklarının davetiye giderleri ile yolluklarının yatırılması için mahkemece verilen kesin önele uymaması ancak, tanıklarını beraberinde duruşmaya getirip hazır bulundurması halinde bunların dinlenip dinlenmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
HUMK.nun 163. maddesinde, kanunun tayin ettiği müddetlerin kesin olduğu vurgulandıktan sonra bu müddetlerde yapılması lazım olan muamele yapılmazsa o hak sakıt olur. Hakim tayin ettiği müddetin kesin olduğuna da karar verebilir hükmüne yer verilmiştir. 414. maddesinde de, iki taraftan her birinin, dinlenmesini talep eylediği şahidin dinlenmesi için gerekli muamelenin masraflarını ve buna yetecek bedeli muhakeme veznesine yatırmaya mecbur olduğu hükme bağlanmıştır. Bütün bu düzenlemelerde güdülen asıl amaç, davaların uzun süre elde kalmasını önlemek ve muhakeme aşamasında verilen ara kararlarının ciddiyet ve özenle yerine getirilmesini sağlamaktır.
Somut olayda davacı, her ne kadar tanıkları adına davetiye gideri ve yolluklarının yatırılması için mahkemece verilen kesin önel gereğini yerine getirmemiş ise de, bu önelin verildiği oturumu takip eden oturum gününde evvelce mahkemeye verdiği dilekçede hangi konularda bilgileri olduğunu belirterek dinlenmesini istediği tanıklarını hazır etmiştir. Bu durumda tanıkların dinlenmesi icap eder. Nitekim doktrinde de baskın görüş, taraf kesin süre içerisinde davetiye giderlerini yatırmamakla beraber, tanığı beraberinde mahkemeye getirmişse, o zaman kesin sürenin gereğini yerine getirmiş sayılacağı, tanık dinletmekten vazgeçmiş sayılmayacağı, tanığın dinlenmesi gerekeceği yolundadır ( Prof. Baki Kuru, HUMK., 4. Baskı, Cilt: 2, Sayfa 1787 ).
Yargısal kararlar da doktirindeki görüşe paralel bulunmaktadır ( HGK.nun 29.11.1974 gün, 834-1278 sayılı kararı ).
Bu durumda, tanıkların dinlenmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gereğine işaret eden ve Hukuk Genel Kurulu'nca da aynen benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi doğru değildir. O halde usul ve yasaya aykırı bulunan direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Dane bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince (BOZULMASINA ), istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 15.4.1992 gününde oyçokluğu ile karar verildi.