 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1992/248
K: 1992/341
T: 20.05.1992
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 4. İş Mahkemesi'nce davanın kısmen kabulüne dair verilen 4.11.1991 gün ve 2349-1004 sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine;
Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 12.12.1991 gün ve 15291-16053 sayılı ilamı:
(.. İş kazası 14.1.1983 tarihinde meydana gelmiş ve davacı bu kazada % 10,2 oranında malul kalmıştır. Dava 1989 yılında açılmıştır. Davacının dava konusu edilmeyen daha önceki bir tarihteki % 3,1 oranındaki maluliyeti ile birleştirilmesi ile mamuliyet 12,9 olarak tesbit edilmiştir. Mahkemece birleştirme sonucu 1983 yılındaki iş kazasına isabet eden % 9,89 oranındaki maluliyet üzerinden tazminat hesabı yaptırılmış ve sigorta gelirlerinin de bu orandaki maluliyete isabet eden kısmı tenzil edilmiştir ki bu hesap şekli doğrudur. Ancak, davacının tazminat alacağı 32.222.348 TL. olarak bulunmuş, bu miktara hükmedilmiş ve 14.1.1983 olay tarihinden itibaren de % 5 ve % 30 yasal faize karar verilmiştir. Haksız fiile dayanan (akde aykırılık) tazminatta, tazminat faizi temerrüt faizi olmayıp tazminatın bir bölümüdür. Olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte maddi tazminatın 110.000.000 TL.ye yaklaştığı görülmektedir ki, % 9,89 oranındaki maluliyet için bu miktarın çok olduğunun kabulü gerekir. Bu bakımdan BK.43. maddesine göre tazminatın kapsamının derecesinin tayini çerçevesinde hakkaniyete uygun ?ir miktarda indirim yapmak gerekir. Bu cihetin nazara alınmaması bozmayı gerektirmiştir..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : 1 - Davacının tüm itirazları Özel Dairece reddedildiği ve bu nedenle direnme hükmünü temyiz hakkı bulunmadığından temyiz istemi reddedilmelidir.
2 - Davalının temyiz itirazlarına gelince: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle davacı işçinin olayda davalı işverene oranla daha ağır kusurlu bulunmasına, olay tarihi ile dava tarihi arasında uzun yıllar geçmiş olmasına ve tazminat işçiye peşin sermaye olarak nakden tediye edileceğine göre hüküm altına alınarak tazminat miktarından uygun bir indirim yapılması gereğine işaret eden ve Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1 - Davacı vekilinin temyiz isteminin (reddine),
2 - Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 20.5.1992 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.