 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1992/243
K: 1992/351
T: 27.05.1992
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "tahliye" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 13. Sulh Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 6.6.1991 gün ve 546-685 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 26.11.1991 gün ve 14281-14724 sayılı ilamı;
(.. İlk kira sözleşmesine konan tahliye taahhüdü serbest irade mahsulü olmadığından B.K.19. maddesi uyarınca batıldır. Zira kiracı taşınmazı kiralamak için istemiyerek bu taahhüdü vermiş sayılır. Bu husus 4.10.1944 gün 15-20/28 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı gereğidir.
Olayımızda ilk kira sözleşmesi 15.4.1987 tarihinde Emin Şekercan ve Nevzat Şekercan ile davacı arasında akdedilmiş ve adı geçenler kiralananda oturulurken, 20.10.1988 tarihinde şimdi davalı olan şirketi oluşturmuşlardır. Bu husus şirketin kiralananı şirket merkezi olarak göstermiş olmalarından ve dosyadaki belgelerden anlaşılmaktadır. Böylece davalı şirket belirtilen tarihten itibaren kiralananı kullanırken 10.8.1988 tarihinden sonra 15.4.1989 tarihinde son sözleşmeyi yapmış aynı tarihte verdiği tahliye taahhüdü ile kiralananı 15.4.1991 tarihinde tahliye etmeyi taahhüt etmiştir. Bu sebeple taahhütnamenin kiralanana girilmeden önce ilk defa kiralama sırasında verilmiş olduğu kabul edilemez. Dava süresinde açıldığına ve taahhütnameye karşı başkaca bir def'ide bulunulmadığına göre davanın kabulü gerekirken aksi görüşle red kararı verilmesi isabetsizdir..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 27.5.1992 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.